"Mekanları yaşatan seslerdir"

Filmde ayrıca mekanları kadraj olarak da kullandığını anlatan Alper, "Karakter cezaevinden çıktıktan sonra dışarıya nasıl adapte olur diye düşünmeye başladım ve kadrajları da öyle seçtim. Pencere pervazlarını, kapı ağızlarını, mekanın kendisini kadraj olarak kullandım. Öyle bir planımın olmamasına rağmen, hapislik hissiri yaratmak için karekterin kabus gördüğü sahnelerde ve F tipinde üst açı kullandım.

Filmde mekanlar kadar seslerin de önemli olduğunu söyleyen Alper, "Mekanları yaşatan seslerdir aynı zamanda. Yağmurun sesi, rüzgarın sesi, ölünün arkasından yakılan ağıtlar, sürekli kendini hatırlatan karganın sesi... Ses olmadan bir mekanı hissedemezsiniz, mekan sanki sesle canlanır" diyor.