Pekin Olimiyat Stadyumu'nun benzersiz çelik kafesi, şimdiden Çin'in yaratıcı hayalgücünü yansıtan çağın en önemli sembollerinden biri haline gelmiş durumda. Açılış törenleri, atletizm yarışmaları ve madalya törenleri burada gerçekleştirilecek. Ancak, İsviçreli Herzog &de Meuron mimarlık ofisi işbirliğinde "kuş yuvası"nın tasarımını üstlenen Çinli sanatçı Ai Weiwei, Çinli yetkililerin propagandaya yönelik olduğunu söylediği gösterişli promosyon çalışmalarını sert dille eleştiriyor: "Tasarımın coşkusu zaten yapıdan okunabiliyor, gerisi ise hiç bir işe yaramaz. Kendimi Olimpiyatlar ya da hükümetle asla ilişkilendirmeyeceğim, Olimpiyat propagandasına alet olmamak gerekçesiyle açılış törenine katılmayacağım. Bu insanları yanıltmak demek, gerçek konulardan uzaklaştırmak demek. Ve bu kimsenin iyiliği için değil".
'Benimkisi devlet aleyhtarlığı değil, bireysellik, ifade özgürlüğü, insan hakları ve adalet için bir mücadele' diyen Weiwei'nin propaganda faaliyetlerine katılmamak için haklı sebepleri var. Sanatçının babası, ülkenin önde gelen modernist şairlerinden biri olan Ai Qin, 1950'li yıllarda bir kitabı yüzünden yasaklanmış ve Xinjiang'a sürülerek tuvalet temizlemekle cezalandırılmıştı. Peki böyle bir babanın oğlu nasıl oldu da bu kadar büyük bir devlet projesini üstlendi? " Ben hükümet tarafından değil, İsviçreli bir tasarım ekibi tarafından kiralandım. Hükümetten kimse böyle bir proje için benimle çalışmazdı. Onlar deneseler bile, ben kabul etmezdim. Bunu yapmak için bir çok iyi sebebim var".
Ülkesinin içinde bulunduğu siyasi durumun görmezden gelinemeyecek kadar iç karartıcı bulan tasarımcı, "bu şehirde neden yaşıyorum diye düşünmeden 100 metre bile yürüyemeyeceğiniz bu kentte Olimpiyatların düzenlenmesi çok ironik" diyor. Ünlü bir insan olmasının, hala olayların farkına varmayan insanlara ulaşılmasını sağlayabileceğini düşünen sanatçı, kendi tasarımı olan stadyumu ise şöyle değerlendiriyor : " Benim için tasarımın bir anlamı var. Bir stadyum ya da bir tuvalet tasarımı farketmez, insanların o tasarımla kurdukları ilişki, formun çekiciliğidir önemli olan. Stadyum, kendini uluslar arası bir ailenin önemli bir ferdi gibi göstermek isteyen, onlarla aynı değerleri paylaştığını iddia eden bir ülke için hayli cesur bir tasarım. İçinde tutku ve enerji barındırıyor. Mimari bir iş olarak tarihte aldığı yeri böyle ifade edebiliriz. Aileler çocuklarını buraya getirip hem onlara hem kendilerine insan gücünün neler başarabildiğini gösterebilecek".
Ai Weiwei'ye göre, stadyumu benzersiz kılan şey iç tasarıma ihtiyaç duyulmaması. " Herşey tek. Yapı kendi sanatsal formuna sahip. İçeriden ve dışarıdan tek bir bütün olması, kavramsal olarak çok özel bir bütünlüğe sahip olmasını sağlıyor. Göründüğünden daha fazlasını barındırıyor." Kuş yuvası benzetmesini yapıyı tamamen yansıtmadığını düşünen sanatçı sözlerine şöyle devam ediyor: " Yeterince uzun bakarsanız, başka bir şey görürsünüz. Bu yüzden ben hiç bakmıyorum. Oraya da asla gitmeyeceğim. Benim için deli diyorlar. Ama açılış töreninde de oraya gitmeyeceğim. Belki zamanla fikrim değişir, ama o zaman da çoktan unutulmuş olurum".