Beykent Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. Stajdan sonra ilk çalıştığım ofis Oğuz Bayazıt Mimarlık oldu, altı senedir de buradayım. Ofise ilk girdiğimde 3-4 kişiydik ve aslında Oğuz Bey'le daha çok vakit geçiriyorduk. Bu ofis bana hep aile ortamını hatırlatır. Yeni gelenler de buraya hemen adapte olduğu için daha çok bir arkadaş ya da aile ortamı gibidir. Oğuz Bey de ailemizden biri, hatta biraz ileri gidersek olursak baba gibi geliyor bana. Başka bir yere gidersem bu ortamı bulamayacağımı düşündüğüm için de uzun yıllardır buradayım.
Önceden daha biraz küçük bir ofistik. Artık çok çeşitli ve büyük projeler yapmaya başladık. Tabii bu da bizim için büyük bir artı. Burada mimarlığın her aşamasını görüyoruz. Şantiyeye de gidiyoruz, ofiste proje de yapıyoruz, proje yönetimi de yapıyoruz. Okuldan zaten çok fazla bir şey bilmeden mezun oluyorsunuz. Burası eğitimin devam etmesi için en uygun yerlerden birisi.
İşe ilk başladığımda şantiye kısmına da dahil olmuştum, şimdi daha çok tasarım bölümünde görev alıyorum. Yeni bir çalışma sistemine geçtiğimiz için düzenimiz yeni oturmaya başladı. Önceden herkes kendi projesini yapıyordu, şimdi daha büyük projeler yaptığımız için bunun bir ekip işi olması gerekiyor. Yeni gelen arkadaşlar da bu sisteme çabuk adapte oldukları için çok eğlenceli ve zevkli işler ortaya çıkıyor.
Bir projeye başladığımızda Oğuz Bey onun her şeyini bilir, özellikle teknik kısımlarına dahil olur. Ama en çok sevdiğim özelliği, tasarım konusunda "bunu yapacaksın, benim istediğim gibi olacak" gibi şeyleri asla söylememesidir. O konuda bizi tamamen serbest bırakıyor. Ofise ilk girdiğim zamandan beri bu böyle. Gerektiğinde kendi yorumlarını da katar ama genellikle işin daha teknik kısmıyla bize yön vermeye çalışır.
Geriye baktığımda ofisin de bizimle birlikte büyüdüğünü görüyorum. Başından beri bu ofisin içinde olmak benim için çok büyük bir mutluluk. Daha uzun yıllar burada olacağım gibi görünüyor.