Çin'in başkentinin gökyüzüne açılan yeni kapısı; yeni Pekin Havaalanı, dünyanın en büyük ve sadece teknolojik olarak değil yolcu deneyimi, operasyonel etkinlik ve sürdürülebilirlik adına da en donanımlı havaalanı. Yükselebilen aerodinamik çatısı ve ejderhayı andıran formunun dışında Çin'e özgü geleneksel renk ve semboller kullanılan havaalanında, uçuş çok daha keyifli bir ayrıcalık halini alıyor.
Lord ünvanlı İngiliz mimar Norman Foster tarafından tasarlanan ve dünyanın en büyük mimari projelerinden biri olan havaalanı 1 milyon metrekareden büyük bir alanı kapsıyor. Havaalanı bittiğinde yılda 66 milyon yolcuya hizmet verecek ve bu rakamla dünyanın en işlek 3. havaalanı olacak.
Londra Heathrow Terminali'nden iki kat büyüklükteki Pekin Havaalanı için harcanan para (1.6 milyar £), Heathrow için harcananın neredeyse yarısı (3.5 milyar £). Üstelik, 2008 Olimpiyat Oyunları'nın merkezine tüm dünyadan yolcu taşıyacak havaalanının; Heathrow'dan çok daha kısa bir sürede tamamlanarak Şubat ayında açılması planlanıyor.
99 hektarlık kat alanına sahip olan Terminal 3, Heathrow'un beş katı büyüklüğünde. Pekin'in önde gelen ulaşım kanallarından biri olmak arzusu bu havaalanının yapılmasının başlıca sebeplerinden biri.
Ana binanın, diğerlerinde çok daha görkemli olmasıyla birlikte, Lord Foster'ın elinden çıkan diğer havalimanlarını anımsatan tarafları var. Stanstede ya da Hong Kong Lap Kok havaalanlarındakine benzer ışık kullanımı, yüksek tavanlar, çift kaplamalı alüminyum kubbe, kızıl kahve bir çatıyı tutan gümüş pervazların yaydığı titrek ışık genelde aynı.
Lord Norman Foster, Çin kültürüne büyük ölçüde yer vermiş. Devasa terminaldeki yolculara yardımcı olmak amacıyla, renkler ve ışık kullanımından faydalanılmış. Duvar ve tavanların kırmızıdan sarıya doğru değişen rengi inovativ bir navigasyon tekniği olarak örnek gösteriliyor. Sürdürülebilirlik adına da, karbon emisyonlarını azaltan çevre kontrol sistemi ve güney doğu aksına yerleştirilen aydınlatmaların güneş ışığından faydalanması gibi uygulamalar mevcut.
Terminal 3'ün üç binasında 445 asansör, 1800 millik kablo ve 7 bin araçlık otopark bulunuyor. İnşaat halinde olan hafif raylı sistem ağının son durağı dev bir kaplumbağa şeklindeki yapı. Binanın çatısı için çalışan işçi sayısı ise tam 50 bin.
İnşaatın ilerleme hızı, başka bir çok ülkeye kıyasla hayal bile edilemeyecek kadar yüksek. 7 ağustos 2004'te başlanılan inşaatın bu yıl sonunda tamamlanması bekleniyor. Peki bu kadar hızlı olmanın sebebi ne?
Projenin ana ortaklarından Siemens'in yöneticilerinden Jeff Martin, bunu işgücüyle açıklıyor : " İşe ihtiyacı olan çok fazla işçi var. Yarın 500 kişiye ihtiyacımız olsa, hemen bulunuyor. İngiltere'deyse bunu yapabilmek için sendikalara başvurmanız ve çok daha fazla vakit harcamanız gerekiyor".
Hızın bir başka sebebi de, yetkililerin yerleşik halde bulunan 10 binden fazla insanın taşınmasında gösterdiği başarı. Ancak bu süreç her ne kadar hızlı olsa da, bir çok aile tazminat olarak kendilerine verilen paranın çok düşük olması sebebiyle kandırıldıklarını düşünüyor. Gangshan kasabasında yaşayan ailelerden birinin üyesi " verdikleri parayla ancak anne babam, erkek kardeşim ve eşiyle birlikte oturabileceğimiz bir yeri karşılıyor. Bir gün önce zenginken bir gecede fakirleştik" diyor.