Son olarak çalışan sayınızda herhangi bir değişiklik öngörüp öngörmediğinizi ve yakın dönem hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Çalışan sayımızı çok gelgitli yapmamaya çalışıyoruz. Bu her iki taraf için de yıpratıcı bir şey. Mimarlık bu konuda yönetimsel bir sisteme kavuşmamış bir meslek. Belirli bir sistemin olması lazım çünkü yaptığınız işlerin çok girdisi çıktısı var. Holdinglerin yapısına pek benzemiyor. Orada korkunç bir kapital vardır. Bizde ise her zaman baş mimarın ön planda olduğu bir durum var. Düzgün bir sisteminiz olacak ki işe daha iyi konsantre olabilesiniz. Onun için ofiste sistematik olmayı ve sürekliliği tercih ediyoruz.
"Gelecek sene şu kadar bin metrekarelik proje yapacağız ve çalışan sayımızı üç katına çıkaracağız" gibi bir hedefimiz de yok. Mümkün olduğunca hayatın içinde olmak istiyoruz. Amacımız, yılmadan yapabildiğimizin en iyisini yapmak.
Peki aşmamaya çalıştığınız bir eşik var mı?
Büyük ölçekli projelerde çok fazla girdi olduğu için bu girdilerin kontrolünü kaybetmeden, belli bir sistem çerçevesinde ilerlemeyi hedefliyoruz. Ofisin kendi iç tasarım sistemini, yönetim sistemini, tasarlanan objeler ve bunların mimari projeyle entegrasyonunu daha da sistematize etmeye çalışacağız. Bunu sadece mekanik bir kurgudan çıkarmak istiyoruz. Nasıl ki Steve Jobs, iPad'i, bilgisayarların bir tasarım objesi olmaması gerektiğini düşünen bir dünyaya entegre etmeyi başardıysa… Niceliksel hedeflerimiz yok, sadece yaptığımız işin gerçekten önemli bir iş olduğunu insanlara fark ettirmenin peşindeyiz. Bunun da somut bir çözümü yok. Sistem oluşturmanın düşünsel altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz ki insanlar yaşadıkları çevrenin tasarım olarak ön planda olması gerektiğini bir şekilde anlasınlar.