Kentsel Yoksulluk
Filiz YAVUZ / 01 Nisan 2009
Sanayi-istihdam ilişkisinden sanayisizleşmesinin yarattığı yeni yer seçimlerine, sosyal politikalardan azalan dayanışma pratiklerine kadar izleri pek çok alanda görülen kentsel yoksulluk, çözülmesi gereken bir sorun olmaktan çok bir tehdit niteliğinde.
Tarihin her döneminde var olan yoksulluk tartışmaları, kent gündeminin üst sıralarına 1990ların başında taşınırken, tartışmanın politik boyutu halkın gündemine AKP'li belediyelerce dağıtılan kömür, bulgur hatta buzdolabı ile yani Başbakan'ın da "Sadaka kültürü dinimizde vardır" diyerek onay verdiği sadaka politikasıyla girdi. "Kentsel yoksulluk" kavramı ile ise alt ve orta sınıf, "sadaka politikası"na karşı çıkan CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde tanıştı. Kılıçdaroğlu, kentsel yoksulluğu çözmek için geliştirdiği stratejileri net bir biçimde ortaya koymasa da yoksulluk-sadaka ilişkisinin politik boyutu nun halk arasında tartışılmasına yol açtı.
Sanayi-istihdam ilişkisinden sanayisizleşmesinin yarattığı yeni yer seçimlerine, sosyal politikalardan azalan dayanışma pratiklerine ve kentin çekici gücünden ziyade tarım politikalarının çökmesi sonucu kırların itici güç oluşturmasına kadar izleri pek çok alanda görülen kentsel yoksulluk, çözülmesi gereken bir sorun olmaktan çok bir tehdit niteliğinde.
Hele ki Mike Davis'in Gecekondu Gezegeni'nde aktardığı üçüncü dünya ülkelerinin bu hızla büyümeye devam etmesi halinde dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyar olacağı ve bu nüfusun yüzde 95'inin az gelişmiş ülkelerin kentlerinde ortaya çıkacağı ve Hindistan 'da olduğu gibi kentlerin yüzde 70'inin, adına gecekondu bile demenin lüks kaçacağı tenekeden yapılmış korunaklarda yaşayacağı düşünüldüğünde...
Murat Cemal Yalçıntan ile...
Erbatur Çavuşoğlu'nun kaleminden...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın