Kent yoksulluğu ya da gecekondu üzerinden nasıl bir sınıf okuması yapmak ve nasıl bir sınıf tartışması yürütülmek gerek?
Eskiden sadece fabrika işçileri, işçi sınıfı olarak tanımlanırken, artık bu tanımın genişletilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mavi yakalıların yanı sıra, eskiden orta sınıf olarak algılanan beyaz yakalıları, hizmet sektöründeki işçileri ve enformel alandaki işçileri de dahil ettiğimizde karşımıza çok geniş bir işçi sınıfı çıkıyor. Sanayisizleşmeden dolayı işçi sınıfının artık kalmadığı dezenformasyonuna karşı, çalışan kesim daha görünür kılınmalı öncelikle. Eğer çalışan kesim görünür kılınırsa, kentin hangi bölgesinde yaşayan insanların nerelerde çalıştığı ve nasıl ücretler aldığını görebiliriz.
Buna ev eksenli çalışmayı da katıyoruz değil mi?
Evet. Ev eksenli çalışmayı da bunun içine katabiliriz.
Kısaca, sınıf profillerinin geniş çalışan kesimi içinden tekrar oluşturmak gerekiyor.
Nasıl politikalar üretilebilir örneğin?
İşçi politikası yaşama hakkı, barınma hakkı, yeterli ücrete sahip olma hakkı gibi insan hakları üzerinden kurulabilir bence.
Yardımın dışında Ayşe Buğraların öne sürdüğü "vatandaşlık geliri" belki bir model olarak ele alınabilir. Yani vatandaş olmak ile kazanılan ve çalışıp çalışılmadığına bakılmaksızın herkese verilen bir miktar bu. İşsizlik ödeneği, çalışmak üzerinden tanımlanıyor örneğin. Bu tutar asgari ücretten daha az olmalı kişileri çalışmamaya özendirmemesi için, fakat kişilerin asgari ihtiyaçlarını da sağlayabilmeli. Fakat Türkiye'deki sorun asgari ücretin çok düşük olması. Böyle bir uygulama için öncelikle asgari ücretin düzenlenmesi gerekir. Bu uygulama Türkiye'ye başka biçimde uyarlanabilir belki ama sosyal hakların bedelsiz sağlanması üzerinden bir kamu hareketi başlamalı.