Gerek kentsel boyutuyla, gerek kültürel boyutuyla ve gerekse de rantsal boyutuyla gündemden düşmeyen Sulukule sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin ve muhalif girişimlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Toplumsal muhalefet açısından önemli yerde duran Sulukule deneyimi, Sınır Tanımayan Otonom Plancılar (STOP) gibi girişimlere de ilham kaynağı oldu. STOP Girişimi'nden Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Öğretim Elemanı Yrd. Doç. Dr.Erbatur Çavuşoğlu, 26.12.2008 tarihli Birgün Gazetesi'nde, Sulukule için alternatif bir plan da üreten STOP'u şöyle anlattı:
"Stop Girişimi: Kentsel Toplumsal Muhalefette Farklı Bir Deneyim
‘Kentsel dönüşüm'ün yarattığı tahribatlara karşı, Sınır Tanımayan Otonom Plancılar (STOP), ulusal ve uluslararası düzeyde özgün bir deneyim sayılabilecek olan; gönüllü emekle daha insani bir alternatif plan üretme sürecini gerçekleştirdi...
Sulukule Kentsel Yenileme Projesi'nin yarattığı mağduriyetler, Türkiye'nin toplumsal muhalefet geleneğine yeni bir deneyimi eklemledi. Sınır Tanımayan Otonom Plancılar (STOP), hem ulusal hem de uluslararası düzeyde özgün bir deneyim sayılabilecek olan; gönüllü emekle daha insani bir alternatif plan üretme sürecini gerçekleştirdi. Bu yaratıcı direniş deneyiminin hikâyesi kısaca şöyle...
Arka Plan
İstanbul 2000'li yıllarda, birçok mahalle için yerinden edilmeyle sonuçlanan kentsel dönüşüm projeleriyle tanıştı. Bu projelerin temel argümanı suç, yoksulluk ve köhneleşmeyi ortadan kaldırarak İstanbul'u olası bir depreme hazırlamak, küresel kent ve Avrupa Kültür Başkenti vizyonuna yakışan mekânlara kavuşturmaktı. Sulukule de bu tarz bir dönüşüm projesine konu olmuş, diğer dönüşüm projeleri için emsal teşkil edecek bir uygulama olarak görülmeye başlanmıştı. Dünyanın en sosyal ve romantik dönüşüm projesi olarak tanıtılan Sulukule Yenileme Projesi, kentsel mekâna yaklaşım biçimi ve yarattığı mağduriyetlerle kamuoyunun dikkatini çekmeye başlamıştı.
Proje müellifleri ve yerel yönetim büyüyen ve uluslararası boyutlara varan eleştiriler karşısında ciddi bir reklam ve halkla ilişkiler kampanyası yürüterek projeyi kamuoyunda aklama çabasına girişti, projeye muhalefet edenleri kötü niyetli olmakla, alternatif üretmemekle ve giderek Türkiye'yi uluslararası kamuoyunda eleştirdikleri için de vatan hainliğiyle suçladı. Yıkımlar ve mağduriyet hikâyeleri artarak devam ederken Sulukule Platformu, kamuoyuna bir çağrı yaparak, çok geç olmadan Sulukule için bir şeyler yapma çağrısında bulunduğu bir toplantı düzenledi.