Stop'un Oluşumu
2008 yaz aylarındaki bu toplantıda öncelikle yerel yönetimin uygulamasını eleştiren bir deklarasyon hazırlanması ve imzaya açılması, ayrıca Sulukule için geliştirilecek projenin bir yarışma aracılığıyla üretilmesi için yerel yönetim ve meslek odalarının göreve çağırılması düşünüldü. Ancak bir yandan yıkımların hızla sürmesi ve yarışma sürecinin uzun zaman gerektirmesi, diğer taraftan bu tarz deklarasyonların olumlu sonuç vermemesi ve yerel yönetimin böyle bir yarışma fikrine sıcak bakmayacağı düşüncesi; akut hale dönüşmüş bu soruna daha hızlı ve somut bir çözüm üretme fikrini doğurdu. Bu noktada yerel yönetimin Sulukule'ye yaklaşımındaki yanlışları ortaya koyan ve daha insani bir çözümün mümkün olduğunu gösteren bir alternatif plan üretmek, bu alternatifle mevcut planın eksiklerini/yanlışlarını görünür kılıp, yerel yönetimi, süreci şeffaf, katılımcı ve bilimsel bir yöntemle yeniden başlatmaya ikna etmek fikri ağırlık kazandı.
Kimi tam zamanlı, kimi yarı zamanlı olmak üzere, çeşitli disiplinlerden öğretim üyeleri, uzmanlar, aktivistler, öğrencilerden oluşan ve Sulukule'de başka bir çözümün mümkün olduğuna inanan ve büyük bölümü bu sorun vesilesiyle tanışıp bir arada çalışma deneyimi yaşayan yaklaşık 40 kişilik bir grup 3 hafta süren bir çalışmanın ardından bir alternatif plan üretti.
Alternatif Plan
Alternatif plan mevcut projeye rakip bir başka tasarım ürünü değildi, tam aksine yeni ve farklı bir yerel yönetim ve planlama yaklaşımı inşa ediyordu. Bu yeni yaklaşımın en temel farkı, Sulukule'de yaşayan ve yaşamayı sürdürmek isteyenleri yerinden etmeyen, mekânsal iyileştirmenin yanı sıra, istihdamı ve yaşam kalitesini geliştiren bir yerel ekonomik kalkınma boyutu barındırmasıydı.
Kentsel yenileme uygulamalarında mekânsal kaliteyi iyileştiren her müdahalenin o mekândaki yaşama maliyetlerini artırdığı ve mekânın özgün kullanıcılarını göçe zorladığını bilerek ve Sulukule'de sürdürülemez bir mekânsal yapı olduğunu göz ardı etmeyerek, ekonomik çözümler üreten, dayanışma ve ortaklaşma pratikleriyle yaşama maliyetlerini azaltan fikirler geliştirilmişti.
Faytonculuk, çiçekçilik, müzisyenlik gibi mevcut, alışılageldik iş alanlarının yeniden organizasyonu, basit onarım ve yeniden inşa süreçlerine yerel emeğin katılımı, ortak ısınma, yemekhane gibi yaşam maliyetini azaltan projeler, yerel örgütlülüğü ve dayanışmayı artırıcı toplumsal destekleme projeleri planın asıl dayanaklarıydı.
Alternatif planın üretildiği dönemde Sulukule'deki mülk sahiplerinin büyük bölümü mülklerini elden çıkarmış, kiracıların büyük bölümü de mahalleyi terk etmek durumunda kalmıştı. Mahalle yerel yönetim tarafından yıkılan ancak enkazları kaldırılmayan bir yapı mezarlığına dönmüştü, bu savaş alanı görüntüsü kazanmış alanda hak sahibi olmadıkları için yaşamlarını sürdürmeye çalışan haneler de yeni güçlüklerle karşılaşmaktaydı. Enkaz yığınları arasında oynarken yaralanan, sokaklardaki kanalizasyon sularından hastalık kapan çocuklar ve bu yıkıntılar arasında en azından psikolojik olarak ayakta kalmaya çalışan ve yarınlara ilişkin bir umut yeşertmeye çalışan kişiler yaşamaktaydı. Sulukule, Sulukule olmaktan çıkmış, Roman kültürü ve izleri mahalleden silinmeye başlamıştı. Alternatif plan bu anlamda bir geri dönüş planı sunmalıydı. Bu bağlamda mevcut kullanıcıların, hak sahipliğinin belirlenmesi ve bu nüfusun bir takip sistemiyle izlenmesiydi. Alternatif plan yeni yatırımcıların yanı sıra mahallede yaşamayı murat eden mevcut nüfusa da barınma olanağı verecek iskan politikaları öngörüyordu.
Üstelik alternatif plan tarihi yarımadada Sulukule gibi tarihi bir dokuda çalıştığını göz önüne alarak mevcut projeye göre daha az yıkım, daha az inşaat, daha az yapı yoğunluğu, daha az maliyet, daha çok yeşil ve kamusal alan öngörüyor, mekânsal çözümleri ekonomik ve sosyal projelerle destekliyordu.