'Making City' teması altında gerçekleştirilen 5. Uluslararası Rotterdam Mimarlık Bienali (IABR)'nin küratörleri, sergi kapsamında İstanbul-Arnavutköy'ü konu alan çalışmayı koordine eden uluslararası küratör ekibi ve 1. İstanbul Tasarım Bienali Musibet Sergisi küratör ekibi; İstanbul'un kuzeyindeki kentsel alanların planlama yetkisinin yerel idareden merkezi idareye aktarılması ile birlikte startı verilen dönüşüm projesine ilişkin endişelerini dile getiren bir deklarasyon kaleme aldılar. Küratörlerden Asu Aksoy, kararların uygulamaya geçirilmesi durumunda, İstanbul'un su kaynaklarının %10'unu yitireceğine dikkat çekiyor.
'İstanbul Dönüm Noktasında' başlıklı deklarasyonu kamuoyunun bilgisine sunarak tartışmaya açmak amacıyla 10 Aralık Pazartesi akşamı EAA-Emre Arolat Architects'in Levent'teki ofisinde, Atölye İstanbul ekibinin katılımıyla bir toplantı düzenlendi.
EAA ortağı Gonca Paşolar ile EAA ekibinden, Musibet sergisi yardımcı küratörü Nil Aynalı'nın açılış konuşmalarıyla başlayan toplantı; 5. IABR Making City, İstanbul Test Sitesi Küratörü Asu Aksoy' un sunumuyla devam etti.
Aksoy: "Amacımız, tepeden inme kararlara karşı kamusal inşa etmek"
İstanbul'un mikrokozmosu olarak nitelendirilebilecek Arnavutköy'de (Büyükçekmece'nin kuzeyindeki ilçe), belediye ile birlikte iki yıl boyunca kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini belirten Aksoy, kentin büyüme problematiğine stratejik bir çözüm üretebilmeyi amaçladıklarını ekledi.
Belediyeyi problematiğin merkezine taşıyabildiklerine dikkat çeken Aksoy, bu sayede kamu kurumlarıyla iletişimin kolaylaştığını ifade ederek; uzmanların katılımıyla gerçekleşen 'Atölye İstanbul' çalışmasının sonucunda, kentleşme ile doğanın nasıl bir arada var olabileceğine ilişkin bir vizyon ortaya çıkardıklarını söyledi.
Atölyenin önceliklerinden birinin, bu kentsel sorunu paydaşlara sordurtabilmek olduğunu vurgulayan Asu Aksoy; "Fizibilite çalışmaları gerektiren uzun bir süreç söz konusu olsa da proje, mikro-ölçekte uygulanabilir bir noktaya getirildi" dedi.
Rotterdam, İstanbul ve Sao Paolo kentlerini konu alan ve Making City kapsamında gerçekleştirilen çalışmaların, 1. İstanbul Tasarım Bienali Musibet Sergisi vesilesiyle İstanbullulara ulaştırıldığını belirten Asu Aksoy:
"Bu tartışmaları yapacak insan ve mekan var ama ilgiyi canlı tutmak çok zor. Bakanlığın Arnavutköy Sazlıdere için çıkardığı karardan üçüncü havalimanı, Kanal İstanbul, Yeni İstanbul gibi büyük ölçekli projelerin yolda olduğunu görüyoruz. Sazlıdere havzasına kanal yapılması, İstanbul'un, mevcut suyunun %10'unu kaybetmesi demek. İstanbullular olarak buna razı mıyız? Kaleme alıp imzaladığımız deklarasyon ile, tepeden inme alınan kararlara karşı bir kamusal alan inşa etmeyi amaçlıyoruz" diyerek herkesi kentine sahip çıkmaya davet etti.
Arolat: "Nitelikli yoğunlaşma öngören bu projeye önce mimarlar karşı çıkacaktır"
Asu Aksoy'un ardından söz alan Emre Arolat ise, sadece gezmek için gittikleri 5. Uluslararası Rotterdam Mimarlık Bienali (IABR) ile, küratörlüğünü üstlendiği İstanbul Tasarım Bienali Musibet Sergisi arasında gerçekleştirilen işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu projenin parçası olmak bizim için önemliydi. Musibet sergisi, kentsel ve mimari bağlamda sorunları ortaya koyan ana omurga oldu. Mimarlığı öğrenebilmem için önümde babam gibi bir model vardı ama küratörlük konusunda acemiydim. IABR bu anlamda Musibet'e büyük katkısı sağladı. İstanbul'daki ilk tasarım bienalinin beklenenin üzerinde ilgi uyandırması sevindirici.
Arnavutköy için geliştirilen pilot proje, kentsel alanda nitelikli yoğunlaşmayı öngörüyor. Ben bu tür yoğunlaşmayı olumlu karşılıyorum. Ama ülkemizde yoğunlaşma, özellikle mimarlar tarafından istenmeyen bir durumdur. Dolayısıyla projeyi Bakanlık'tan önce mimarlık çevrelerine kabul ettirmemiz gerekir."
'İstanbul Dönüm Noktasında' deklarasyonunu okumak için ilerleyiniz. >>>>>