I-AM’i diğer tasarım ve mimarlık ofislerinden ayrıştıran bu farklı yaklaşım sanırım...
EK: Bizim hep söylediğimiz bir şey var: Gerçekten başarılı deneyim tasarımı ya da başarılı bir müşteri deneyimi hayata geçirmek için 6 tane bileşen var. Bu 6 bileşenin de doğru şekilde ele alınması ve tutarlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunlardan ilki, “farkındalık stratejisi”; reklam ajansları giriyor burada devreye. İkincisi, “marka kimliği ve stratejisi”; markanın adı, kimliği, bütün yaklaşım stratejisini nasıl, niçin kurduğu bu başlık içine giriyor. Üçüncüsü, “insan ve kültür” başlığı altında incelediklerimiz; müşteri ile birebir iletişim içinde olan insanlar. Dördüncüsü, “ürünleri ve servisleri”. Beşincisi, “bütün fiziksel ve sanal mekanları”. Artık müşteri etkileşiminin yaratıldığı mecralar sadece fiziksel mekandan ibaret değil. Dijital de işin içine girdi ama hala fiziksel mecraları kolay kolay hayatımızdan çıkaramayacağımızı anlamış durumdayız. Mekan her zaman olacak ama formatı değişecek. Altıncısı da, “iş stratejisi”.
Bütün bu maddelerinin hepsinin doğru bir şekilde kurgulanması gerekiyor. Elbette bu doğru kurguyu oluşturabilmek için de farklı uzmanlıkların bir araya gelmesi gerekiyor, bu noktada araştırma şirketleri de işin içine girebiliyor. Aslında her şey iş stratejisini doğru kurgulamakla başlıyor. Burada iş dünyasına hizmet veren danışmanlık firmaları bizden daha önce işin içine girmiş oluyor. Onlarla bir miktar birlikte çalışıyoruz; özellikle araştırma, workshop ve stratejik planlama aşamalarında.
Son zamanlarda biz mimarlar, soyut bir dünyada kendi başımıza tasarlamanın pek mümkün olmadığını görmeye başladık. Gerçekten, doğru deneyimi doğru kurgular içerisinde hayata geçirmek için daha multi-disiplinler, yani farklı uzmanlıkları bir araya getiren yaklaşımlarla ilerlememiz gerekiyor. Farklı uzmanlıklar, farklı bilgiler bizi ciddi anlamda besliyor, diyebilirim.
Siz mekanı nasıl tasarlarsanız tasarlayın; girişte müşteriyi karşılayan kişinin iletişim kurma biçimi bütün hissiyatınızı olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Müşteriyle çok yakın mesafede bir ilişki mi kurulmalı ya da daha uzaktan, bir ihtiyacınız olduğunda mı size yaklaşılmalı gibi sorular üzerine düşünmek, deneyim tasarımının birer parçası. Biz bu konularla da ilgileniyoruz; sadece bir tasarım objesi ya da güzel bir mekan yaratmak değil amacımız.
Garanti Bankası, 2010.
Mekanın içinde nasıl davranılması gerektiği, müşteri ile nasıl iletişime geçilmesi gerektiğini de işin içine katıyorsunuz...
EK: Evet, “Müşteri yolculuğu” bu yaklaşımı içinde barındırıyor. Yani sadece mekanı tasarlamaktan öte, mekana adım atan kişinin oradan ayrılana kadar geçirdiği süreyi nasıl deneyimlemesi gerektiğini kurgulamaya çalışıyoruz.
Bütüncül deneyim tasarımından bahsederken kullanıcıya ne kadar özgür alanlar tanıyorsunuz? Aslında ilk girişten son ürün deneyimine kadar her şeyin önceden belirlenip tasarlanması fikri biraz klostrofobik geldi bana. Burada bazı kaçış alanları da tasarlıyor musunuz?
EK: Bizim fiziksel mekanı tasarlama araçlarının dışına çıkabilen bir bakış açımız var. O anlamda insanları çok sınırlıyoruz belki ama sınırladığımız mecra mimarinin araçlarının biraz ötesinde. O anlamda mimari ile sınırlı değil yaptığımız şey. Olasılıklara da imkan sağlıyor. Yarattığımız konseptlerin birçok olasılık barındırdığını düşünüyorum. Ama bir yandan da kontrollü olasılıklar bunlar. Mekanın deneyimin bir “kanvas”ı, arka fonu olduğunu düşünüyoruz.
Garanti Bankası, 2017.