Lisans eğitimimi Başkent Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nde tamamladım. 2017 Ocak'ta, lisans eğitimimin son döneminde yarı zamanlı ve 2017 Haziran'da tam zamanlı olarak ACE Mimarlık’ta çalışmaya başladım.
Benim işe girme sürecim biraz farklı oldu. ACE Mimarlık Kurucu Ortağı Orçun Ersan Başkent Üniversitesi'nde 4. sınıf stüdyo hocamdı. İlk dönem stüdyo dersini tamamladığımda kendisinin davetiyle ACE'de çalışmaya başladım. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra ise tam zamanlı olarak devam ettim. Öğrenciliğimden itibaren ACE'de çalışmaya başladığım için de başka bir deneyimim yok aslında.
ACE Mimarlık'ta çalışmaya başlamadan önce ofis hayatı beni endişelendiriyordu. Ofisi, yaratıcı üretimin ve kendimi geliştirme isteğimin iş yapma kaygısı içinde kaybolacağı bir ortam olarak algılıyordum. ACE Mimarlık ise hızlı iş bitirme süreçleri ve standardize olmaya çok yatkın bir mimarlık ortamı sunmasına rağmen bir mimari büro olmanın ötesinde, bir mimari stüdyo olmayı hedefleyen bir ofis. Deneyim, okul ya da kişi gözetmeksizin üretmek isteyen her çalışanına üretim alanı sunan ve böylelikle benim ofis hayatı ile ilgili endişelerimi tamamen yersiz hale getiren bir yer. Ofisin hacmi ve 30 yıldan fazla deneyiminin de sayesinde her tipten projeyi görmeye olanak tanımasının yanı sıra, öğrenimin de sürekli devam ettiği bir ortam.
Bir de şunu bahsetmeden geçmemek lazım, ACE'de aidiyet duygunuzu çok güçlü bir şekilde hissediyorsunuz. Geçici olarak çalıştığınız işi tamamlayıp gitme algısı yerine, kendinizi ofise, ofisi size o kadar ait hissedebiliyorsunuz ki, bu başta günlük çalışmalarınızı sonrasında ise uzun çalışma sürecinizi çok daha keyifli ve verimli bir hale getiriyor.
Ace Mimarlık, 5 farklı ekipten oluşuyor. İşler büyüklüklerine ve ekip yoğunluklarına göre ofiste paylaştırılıyor. Fakat bir ekip ilgileniyor diye diğer ekipler öteki işlerden uzak kalmıyor, özellikle teslim süreçlerinde herkes her projede, ister tasarım ister uygulama süreci olsun bir şekilde yer alıyor. Ben de ofiste bu şekilde pek çok proje sürecinde görev almış oluyorum. Diğer yandan ofisin grafik tasarım, sunum ve yayın işlerini ben takip ediyorum. Ofisimizin düzenlediği P'not etkinliklerinde de aktif olarak görev alıyorum.
ACE tasarıma katkı koymak isteyen, çalışanlarının önüne geçmeyen, aksine onları teşvik eden bir yaklaşıma sahip. Bir yandan tasarım sürecinin kendisi de bitmeyen ve çizim aşamalarında da devam eden bir süreç. Bu anlamda, kimisinde daha az kimisinde de daha çok da olsa 2 senedir tüm projelerin tasarım sürecine bir noktada dahil oldum.
Öncelikle şunu belirtmeliyim sosyal anlamda ACE'nin çok keyifli bir çalışma ortamı var. Sürekli olarak bir etkinliğimiz, yoga derslerimiz, masa tenisi maçlarımız, günlük boyun hareketlerimiz ve bunun gibi pek çok aktivitemiz var, ki bu da sadece çalışma süresini keyifli kılmıyor, hem bizleri motive ediyor, hem de üretimin zenginleşmesini sağlıyor. Aynı zamanda ofiste çok aktif bir öğrenme ortamı var. Öğrenmenin bilmediğimiz şeylerin varlığını fark etmemizle başladığını düşünü yorum. ACE'deki proje çeşitliliği ve yoğunlukları her sürece dahil olmamızı ve dolayısıyla bilmediğimiz pek çok şeyi fark etmemizi sağlıyor. Bilmediğimiz şeyler için ise ofiste mutlaka başvuracağımız birileri oluyor ve öğrenme süreci çok hızlı ilerliyor. 2 senelik bir mezun, ACE'de çok büyük ve zorlu proje süreçlerini yürütebilir bir deneyim ve bilgiye sahip hale geliyor.
Süreçlerine dahil olduğum projeler içinde böyle bir seçim yapmak çok zor, çalışma hayatım henüz çok yeni olduğu için her proje benim için neredeyse ilk deneyim sayılabilir ve bu anlamda hepsi çok özel. Ama üzerine grafik tasarım çalışmayı, hakkında bir şeyler yazmayı, anlatmayı, yayınlarda görmekten en keyif aldığım proje ACE Ofis sanırım. Doğrudan bize ait ve hayatımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz bir yapı olması anlamında, gündelik hayatı burada doğrudan yaşayan kişi olarak tasarımı, projeyi anlatmak, onu görsel olarak aktarmak, çok anlamlı geliyor.
Mimari proje sayılmasa da P'not etkinlikleri de ofiste çalışmaktan en çok keyif aldığım süreç. Doğrudan mimarlık üretimi yapmanın dışında öğrenmek ve başka alanlardan üretim yapmaya olanak tanıması, hem meslek içi hem meslek dışı kişilerle sosyal etkileşimleri güçlendirmesi bakımından oldukça özel bir deneyim sağlıyor.