“David Chipperfield’den çok şey öğrendim”

David Chipperfield ve John McAslan ile de birlikte çalışmışsınız. Pek çok Türk mimarın hayalini kurduğu böylesi bir hikaye nasıl gelişti?

David Chipperfield ile birlikte Sevil Sabancı'nın ev projesinde birlikte çalıştık. Bu çok ilginç bir ortak çalışmaydı. Projeyi başından sonuna birlikte tasarladık ve gayet yoğun bir biçimde bir arada çalıştık. David Chipperfield'den çok şey öğrendim.



Siz mi bu proje için Chipperfield ile bağlantıya geçen ve onu Türkiye'ye çağıran isimdiniz?

Hayır. Sevil Sabancı David Chipperfield ile bizimle bağlantıya geçilmeden önce anlaşmış. Sonrasında David'e çalışabileceği yerel mimarlara dair bilgi verilmiş ve o tercihini bizden yana kullanmış. Aslında tam olarak da aslen müşterinin değil, onun bizi seçmiş olması çok hoşumuza gitti ve bu bizim için bir başarıydı. Zaten David Chipperfield, ben daha genç bir mimarken bile rol modelimdi diyebilirim. Dolayısıyla birlikte çalışma fırsatı yakalamış olmak müthişti.

Peki ya John McAslan?

O da farklı ve çok daha öncesine ait bir hikaye. John McAslan Yapı Kredi Operasyon Merkezi'nin tasarımcı mimarıydı. İstanbul'a ilk geldiğimizde birkaç ay dışarıda çalıştığımızı söylemiştim. Bu firmalardan biri de METEKS'ti. Hatta METEKS o dönemde Arup ile de sıkı bir iş ilişkisi içerisindeydi. Neyse, biz de METEKS dolayısıyla o dönemde hala birlikte çalışan John McAslan ve Jamie Troughton ile bir araya geldik ve sıkı bir iş ilişkisi içerisinde çalıştık. Ben tüm proje detaylandırma sürecinin başındaydım. İyi bir deneyimdi. Sonrasında ise şöyle bir şey oldu: John McAslan da biz de, Borusan Holding Merkezi için bir proje hazırlamak üzere davet edilen mimarlar arasındaydık. McAslan tasarımcı mimar olarak seçilince, o da bizi ortak mimarlık ofisi olarak seçti. Bu ikisi arasında birkaç sene var zaten. Her halükarda iki projede de başarılı bir ortaklığımız oldu; karşılıklı olarak memnun ayrıldık. Kim bilir, belki tekrar bir araya geliriz...