Güney Kurdak

07 Ekim 2010

Yıldız Teknik Üniversitesi 2002 yılı mezunuyum ama babamın sayesinde yaklaşık 32 yıldır ofisteyim. Benim mimarlık dışında bir iş yapmam zaten çok zordu çünkü küçüklüğümden beri çizim masası, rapido ve cetvellerle büyüdüm. İster istemez mimarlığın her şeyini gördüm, hissettim, duydum. Büyüyünce de üniversite eğitimim için bölüm seçerken başka bir düşüncem olmadı. Bunu iyi anlamda söylüyorum. Üç tercihim oldu ve tümü mimarlıktı. Sonuçta YTÜ'yü kazandım ve buradan mezun oldum. Ardından yüksek lisans için MSGSÜ'ye girdim. Okuldayken işle çok yoğun olarak uğraştığım için tamamlayamadan ayrıldım. Bizim bütün aile Mimar Sinan'lı; Ömer Somer, babam, annem, dayım, halam… Ben de orada okumayı istemiştim ama ucundan döndüm. Ancak ekol bakımından herhangi bir çatışma yaşadığımızı söyleyemem. Çünkü Melisa Somer de ben de Akademili babalar tarafından yetiştirildiğimiz için zaten Mimar Sinanlı olduk. Bunun eğitim sürecimize de inanılmaz bir katkısı oldu, çünkü okuldaki hocalarımız dışında evde de ofiste de hep bir hocamız vardı. Herkes mimarlığı az uyuyarak, saatlerce çalışarak okurken, ben hiç o kadar sabahlamadım. Herhalde ofis ortamında büyüdüğüm içindir. Üniversiteye girdiğim yıldan itibaren bilgisayarda görselleme konusunda yaklaşık 10-12 firmayla çalıştım, ama bu işleri hep free-lance yürüttüm. Bizim ofis dışında başka bir mimarlık ofisinde çalışmayı da düşünmüyorum.

Ömerler Mimarlık son 10 yılda büyüdü. Eskiden toplamda 6-7 kişilik bir ofistik, şimdiyse 20 kişiye yaklaştık. Bence bu sayıyla beraber biraz hiyerarşik bir düzen olabilir. Ama bizim ofisin özelliği asla böyle bir düzenin olmamasıdır. Babam ve Ömer Somer patron ama patron gibi değiller. Öyle bir şey ne hissederiz ne de hissettirirler. Herkesin ofiste çok mutlu olduğunu düşünüyorum. Belki de en huzurlu ve en mutlu çalışan mimarlık ofislerinden biri olduğumuzu söyleyebilirim.

Projelerin konseptinin geliştirilmesinde muhakkak iki Ömer'in her proje için fikirleri olur. Bize bunları anlatırlar, gösterirler ama asla "illa da şu olsun" diye diretmezler. Ofiste ben dahil herkes, tasarım sürecine özellikle katılmaya ister ve buna çaba gösterir.

Ancak belki de benim şöyle bir farkım oluyor; konsepti hazırlarken, henüz proje bitmeden bunun nasıl görüneceğini üç boyutlu olarak hemen bilgisayarda inşa ediyorum. Görsel olarak eksiklerin nerede olduğunu ve nerelerin geliştirilmesi gerektiğini bu aşamada gördüğüm için kararlarda daha fazla etkim olduğunu düşünüyorum. Bazen proje biter, en son kararlar alınır, malzemesine kadar her şey belli olur, ondan sonra üç boyutlu çizim hazırlanır. Biz ise tasarımı baştan itibaren hep üç boyutlu olarak yürütüyoruz. Tabi fikir aşaması her zaman eskizle ve kurşun kalemle oluyor ama bunu hızlı bir şekilde ilerletmek için bilgisayarı yoğun bir şekilde kullanıyoruz.

 


Kurucu Ortaklar Ömer Kurdak - Ömer Somer ve Manevi Ortak Haluk Somer ile...
Mimari Ekip
Yarışmalar ve Ödüller
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :