Öncelikle Ömerler Mimarlık'ın kuruluş hikayesini dinleyelim sizlerden.
Ömer Kurdak: Adana doğumluyum. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Haluk Somer'le birlikte okuduk. O münasebetle Haluk'ların Bursa'daki evini ziyaret ettiğimde Ömer Somer'i tanıdım. Derken iki 2 yıl sonra da Ömer Akademi'yi kazandı. Biliyorsunuz o zaman Akademi 5 yıldı ama bu sürede bitirmek pek de mümkün değildi. Sonunda Ömer'le aynı sınıfta bulunmaya, aynı dersleri almaya başladık. Biz biraz geciktik, o da biraz gecikti. Derken okul bitti ve Ömer'e benimle ortak olup olmayacağını sordum. Kabul etti ve 1976 yılında Ömerler Mimarlık'ı kurduk.
Ömer Somer: "Ömerler Mimarlık" fikrini de eski kayınvalidem vermişti. "İkiniz de Ömer'siniz. Ofisin ismi de Ömerler Mimarlık kolsun" dedi.
ÖK: Maket işleri ile başlayıp bugüne kadar geldik.
Kurucu ortaklar sizlersiniz. Peki Haluk Bey ne zaman dahil oldu ofise?
ÖK: O bizim manevi ortağımız. Bizden daha önce mezun olduğu için başka bir ofiste çalışıyordu. 1985 yılından sonra ise bizimle çalışmaya başladı.
Kurulduğunuzdan beri Suadiye'deki bu ofiste misiniz?
ÖK: Hayır, daha önce Kadıköy'deydik. Oradan Caddebostan'daki ofisimize geçtik ve son olarak da Suadiye'ye geldik. Üç yıldır buradayız. Bu süreçte yanımıza staj için ya da gündelik işlerde bize yardımcı olmak üzere birtakım arkadaşlar geldi. Geliş o geliş, bizimle kaldılar. Sevda Hanım ve Muzaffer Bey o arkadaşlardandır.
Ofis kurulduğunda kaç kişilik bir ekibiniz vardı?
ÖK: Başlangıçta bizim dışımızda üç kişi daha vardı. Onlardan sonra da Muzaffer Bey ve Sevda Hanım geldi. Gelenlerin neredeyse tamamı burada kaldı. Bu arada çocuklarımız oldu. Ömer Somer'in Melisa adlı bir kızı var. Melisa'nın doğumundan bir ay sonra da oğlum Güney dünyaya geldi. Onlar da mimar oldular ve bizimle birlikte çalışıyorlar.
ÖS: Ama bu konuda onlara herhangi bir baskı yapmadık. Tamamen kendi seçimleri oldu, çünkü ofise de öyle pek sık geldikleri söylenemezdi.
ÖK: Güney, üniversite sınavına girecekti. "Oğlum ne olmak istiyorsun" diye sordum. "Mimar" yanıtını verince çok şaşırdım. Nedenini sorduğumda, annesi de Akademi'nin Tekstil Bölümü'nden mezundur, "Hayatımda hep kağıt, kalem, cetvel gördüm, başka ne olmamı bekliyordun?" şeklinde bir yanıt aldım.
Sizin kızınız da aynı yoldan devam etmeyi seçti.
ÖS: Melisa mimar olmayı düşünmüyordu, açıkçası son dakikada karar verdi. Mimarlık bölümüne girebilmesi için fen-matematik bölümünde okuması gerekiyordu, o bölümde bile değildi. Son anda bölümünü değiştirdi ve mimar olarak aramıza katıldı. İşler de biraz öyle denk getirdi. Tabi öncesinde mesleki anlamda başka deneyimler de edindi. Asistan olmayı hedefliyordu, ona göre çalıştı, hala doktora programına devam ediyor. Annesi de mimar olduğu için onun yanında da çalıştı bir süre. Biraz çok mimarlı bir aile olduk (gülüyor). Şu anki eşim de mimar. O da ofisimizde çalışıyor.