"Kontrollü büyüyoruz"

04 Ağustos 2011

Birtakım planlarınızın olduğunu ve onları da harfi harfine yerine getirdiğinizi söylediniz. Anladığım kadarıyla, Ongun|Cağlayan'ın bundan sonraki hedeflerinden birisi de, kendine ait bir yapı örneği vermek. İleriki dönemlerde başka neleri hedefliyorsunuz?

UÇ:
Daha çok yeni bir ofisiz ama hedefimiz tabi ki, bu konuda Türkiye'nin sayılı ofislerinden biri olabilmek. Ongun+Çağlayan denildiği zaman akılda bir imaj canlanması, çok ciddi bir kimlik olması gerekiyor. Bugün sadece, Tabanlıoğlu gibi çok büyük firmaları örnek verebiliyoruz. O da mimarlık anlamında, iç mimarlık anlamında çok fazla örnek yok.

Tabi yurt dışında proje yapabilmek de çok istediğim bir şey. Kuzey Irak'ta bir projemiz var ama asıl Avrupa'ya girebilmeyi çok istiyoruz.

SO:
Ama çok zor…

UÇ: Çünkü çok zor kabul ediyorlar bizi… Avrupalı bir mimarın bir efor harcaması gerekiyorsa, Türkiye'den gidenin herhalde 2-3-4 efor harcaması gerekiyor.



Bu, alınan eğitimle ilgili bir önyargı olabilir mi sizce?

UÇ:
Türkiye'deki mimari eğitim bence kötü değil. Yurt dışında eğitim görüp Türkiye'ye gelen mimarlar tanıyorum. Aldıkları eğitim daha iyi değil. Hatta daha boş geliyorlar, burada eğitim gören çocuklar daha sıkı bir eğitim görüyorlar. Asla küçümsemem ülkemdeki eğitimi, okulumdan da son derece memnunum.

Bu durumda kaçınılmaz olarak büyüyor olacaksınız; yani kişi sayısı olarak…

UÇ:
Çok kontrollü büyüyoruz.

O büyümenin ölçeği tabi ki önemli. Mesela aklınızda öyle bir ofis var mıdır? Çünkü seksen kişiye ulaştığınız zaman işin ucu kaçacak…

UÇ:
Kendi adıma konuşacak olursam, asla fabrika gibi bir mimarlık ofisi olmak istemem.

Çünkü aldığım hissiyat sizin doğrudan işe temas etmek isteyen insanlar olduğunuz yönünde… Örneğin, gidip mobilyanızın malzemesini bizzat seçiyorsunuz.

UÇ:
Her projeye mutlaka dokunmak isteriz. Her projeyle saatlerce uğraşıyoruz. Bizim dokunmadığımız bir proje ofisten çıkmaz. Ama tabi ofisimiz çok demokratik de bir ofistir. Sadece Sonat'la ben tasarım yapmayız, herkes bir şekilde dahil olur işin içine. Masa başında oturulup konuşulur; oy birliği ile kabul edilir. Hiçbir zaman "Vay, ben bunu niye düşünemedim!" diye hayıflanmayız ki beraber çalıştığınız insanların daha iyisini önermesi güzel bir şeydir. Bir gün 80 kişi olduğunuz, herhalde bugünkü heyecanı kalmayacaktır işin.
Sonat Ongun ve Umut Çağlayan Hakkında
Mimarlık Pratiklerinin Dinamikleri Üzerine
Ongun|Caglayan’ın Müşteri Memnuniyeti ve Başarı Denklemi
Mikro Ölçekten Makro Ölçeğe: Mobilya, İç Mekan ve Yapı Tasarımı Üzerine
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :