"Mr. Cas sıfırdan ele aldığımız bir proje"

27 Şubat 2020

NK: Marka kimliği ve bununla birlikte marka mekânlar üretiyorsunuz. Aslında güncel söylemiyle “instagramable” mekânlar tasarlıyorsunuz. Üretiminiz içinde sosyal medya nasıl konumlanıyor? Bu alanda da bir danışmanlık veriyor musunuz?

CT: Bizim uzmanlık alanımız değil. Kendimizi yeterli bulmadığımız hiçbir konuda destek vermiyoruz, proje ortaklarımız var onlara yönlendiriyoruz. Biz kendi instagramımızı kendimiz yönetiyoruz. Ama kurumsal müşterilerin mutlaka bu konuda destek alması lazım. Biz bir marka oluşturuyoruz. Söylemin de aynı olması lâzım, çektiğiniz fotoğrafın ışığının da... Her şeyin aynı şeyi söylemesi lâzım. Sosyal medyada da, eğer o yönde doğru ilerlemezseniz, marka başka şey söyler ama siz iletişiminizi bambaşka bir yöne doğru çevirirsiniz. Müşteri kitleniz de değişir, her şey değişir. Kalitenizi aşağı da çekebilirsiniz, yukarı da çıkartabilirsiniz. O yüzden çok önemli. O yüzden güvendiğimiz kişilere yönlendiriyoruz; bizim kurduğumuz yapıyı bozmayacak, onu yukarıya taşıyabilecek insanlara.

NK: Mr. Cas projesinden de bahsedecek olursanız, bu sıfırdan bir proje miydi?

NA: Evet, Inari revizyon bir projeydi. Mr. Cas sıfırdan ele aldığımız bir proje. Bir bina vardı 1903’ten kalma eski bir eser. Otel yapmak istiyoruz dediler ve ama bu bina bir apartmandı. Biz de ona bir isim, bir hikaye, bir konsept ve onun üstüne de tüm tasarımlarını yapmak için görüştük. Öncelikle araştırdık; tarihini, orada kimlerin yaşadığını, nasıl kullanıldığını. İstiklal Caddesi, Art Nouveau binaları ile meşhur. Bu da Art Nouveau detayları çok olan bir bina. Ama biz günümüze uyabilecek bir tasarım anlayışı izleyecektik. Biz de Art Deco’dan yararlanarak ikisini birleştirip, daha modern çizgilere sahip bir mekan tasarladık. İçeride kiracılar olduğu için, Hikaye oluşturabilmek için çok fazla verimiz yoktu. Bildiğimiz, şapkacı Emilio yaşamış, Yıldırım Mayruk ilk atölyesini kurmuş ve burada yaşamış. Biz de Beyoğlu’ndan yola çıktık; o dönemlerde Beyoğlu şıklığı, Beyoğlu beyefendisi gibi terimler lügatımıza yerleşmişti zaten. Buradan yola çıkarak bizde “bu şıklığı geri getirme üzerine konsept yapalım” dedik. Yıllar boyunca Güney Palas Apartmanı olarak kullanılmış, hâlâ kapısında yazar. Biz de onu bozmadan “bir sahibi olsun, o da Mr. Cas olsun” dedik. “Buraya gelenler müşteri değil, bu apartmanın sakinleri olsun.” Hatta girişte de oda kartını verirken size Mr. Cas mühürlü bir mektup veriyorlar. Mektubun içinde de hem oda kartı var hem de Mr. Cas’ın ağzından bir hoşgeldin mektubu var. Böyle bir konsept düşündük.

NK: Mr Cas kime hitap ediyor?

NA: Bizim hedef kitlemiz kültürlü, tarihi, araştırmayı, sanatı seven, biraz A ve B kitlesiydi. Daha çok Avrupalı, Amerikalı turistlerdi. Daha çok şehri yaşamak isteyen, tarihe meraklı insanlardı bizim hedef kitlemiz. Ama Türkiye şartları, meselâ Arap müşteri almak hedeflerinde yoktu ama o şekilde evrildi. Çok memnuniyetsiz değiller bu arada, full çalışıyor, sıkıntıları yok.

CT: 34 tane odası var. İstiklâl eski İstiklâl değil ama yine de odaların yarısı Çiçek Pasajı’na bakıyor. Arka taraftaki diğer odalar ise Galatasaray Lisesi’nin bahçesinden Saint Antuan Kilisesi ve üst katlardan da biraz Galata Kulesi görünüyor. Aslında tam Beyoğlu’nun tarihinin ortasında kalıyorsunuz. Galatasaray Lisesi’ne araçla gelirseniz sonrasında çok kısa bir yürüme mesafesi var. O yüzden tercih edilebilir bir konumu var, çok da güzel bir bina olduğu için. Tabii tarihe ve şehirde yaşamaya meraklı, sanata düşkün insanlar tercih edebilir, biraz daha entelektüel seviyesi yüksek iş insanlarının da tercih edebileceği bir otel.

Çok zorluydu aslında çünkü ikiz bir bina. İkiz bina sonradan birleştirilmiş, katlar arasında kot farkı var ve her katta iki tane şaft yapılabilecek alan vardı. Apartman olduğu için ev formatında ve onu otele çevirmek konusu vardı. Bir de tavanda kalem işleri, çok güzel kartonpiyerler vardı. Ahşap oyma birtakım kapılar vs. Kiracılar o kadar kötü kullanmış ki, bozulmuş haldeydi. Mesela, kalem işinin ortasını alçıpan duvarla bölmüşler. Biz Anıtlar Kurulu’yla binayı daha da güzelleştirdik, değerlerini ortaya çıkaracak şekilde odaları böldük. Genelde bütün odalar süit oda formatında, 35 metrekare ve civarı, 15-16 metrekare daha az odası var.

NA: Her oda birbirinden farklı bu arada. 34 oda için ayrı projeler çalışıldı. Öyle zorlayıcı bir durumu vardı.


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :