MesutT: Atölyeyi açtığınız zaman ortada bir sektör var mıydı?
ArifÜ: Küçük bir sektördü. Bu işi yapan üç beş kişi vardı ve herkes kimin hangi işi aldığını bilirdi.
MesutT: Öyle ya da böyle, her mimarlık bürosu maket de yapıyor. Bir büro maket yaptırmak için neden size gelsin?
ArifÜ: Hayır, her büro maket yapmıyor. Belki büyük ölçekli, çok eleman çalıştıran bürolarda bir kişi de maket yapmaktan sorumludur; ama birkaç kişiden oluşan küçük bürolar, hele bir de yarışma söz konusuysa genelde dışarıda yaptırmayı tercih ediyorlardı. Pazarlamaya yönelik maket talebi hiç yok değildi, ama çok azdı. Konut sektöründeki hızlı gelişmeyle birlikte pazarlama amaçlı maketlere olan talep de arttı. Özellikle son 8 – 10 yıldır giderek artan bir ivme ile de sürüyor. Talepte yaşanan bu genişleme de pekçok yeni maket atölyesini beraberinde getirdi. Biz artık oldukça eski sayılırız sektörde, deneyim kazandık. Piyasada en önemli şey güven vermek. Yıllardır bu işi yaptığımız için belli bir güven oluşturduk.
MesutT: Sizi mimarlığa yönelten önemli nedenlerden birinin maket yapmak olduğunu söylediniz. Mimarlık eğitimi içinde maket yapımı ne kadar önemli?
ArifÜ: Bizim okulda projenin maketini yapmanız gerekmiyordu, ama ben yapardım. Mimarlık için üç boyutlu düşünebilmek çok önemli. Bu anlamda maket yapmak artı bir avantaj sağlıyor. Okulda sonraları maket dersi vermemin sebebi de buydu. Daha fazla üç boyutlu düşünebilmelerini sağlamak için kendi projelerinin maketlerini yaptırdım. Evet proje yapıyorlar, ama bazıları ayakta duramayacak projeler oluyor. Elbette öğrenciler biraz uçmayı severler.
FilizY: Nedir sizin atölyenizi diğerlerinden farklı yapan özellikler?
ArifÜ: Malzeme değil, daha çok yaklaşım ve teknik.
MesutT: Burayı bir mimarlık bürosundan farklı yapan nedir?
ArifÜ: Mimarlık bürosunun esas işi tasarım yapmaktır. Biz, gelen tasarımın maketini yapıyoruz. Gelen her projenin maketi de kendine göre farklı teknikler uygulanmasını gerektirebiliyor. O mimari yapıyı en iyi ifade edebilecek şekli bulmaya çalışıyorsunuz. Sonra oluşan bu bütünü parçalara ayırıyorsunuz ve çizimleri yapıyorsunuz. Maketi tasarlayan kişi, bu parçaların nasıl birleştirileceğine karar veriyor. Ortalama bir maket, 1 – 1,5 aydan önce ortaya çıkmıyor. Oldukça emek yoğun bir süreç yaşanıyor. Bu süreci, projesi tamamlanmış bir binanın inşası gibi de düşünebilirsiniz. Tabi eksik, gözden kaçmış şeyler olabiliyor. Henüz karar verilmemiş birçok nokta karşınıza çıkabiliyor. Örneğin cephede uygulanacak malzeme, renk seçimi, çoğu zaman sonraya bırakılıyor. Bunları netleştirmek için mimarı zorluyoruz. Aslında maketin, yapım aşamasına geçmeden önce mimarın projeyi tekrar gözden geçirmesi anlamında da bir faydası oluyor.
Parçaların birleştirilmesiyle binalar ortaya çıktıktan sonra arazi yapılıyor. Peyzaj projesi varsa ki çoğu zaman olmuyor, arazi, düzenlenmiş ya da tabii kodlarına göre yapılıyor. Tabi, mümkün olduğunca güzel gösterilmeye çalışılıyor. Genelde satışa yönelik projelerde doğadan alınmış bir parça gibi görülmek isteniyor. Yapılmış bitmiş bir proje yerinden kesilip çıkarılmış, ölçeği küçültülmüş, masanın üzerine koyulmuş gibi... Bu, özellikle konut projelerinde çok faydalı oluyor. Herkes dairesinin yerini ve yönünü, nasıl bir manzarası olacağını görüyor. Topografya hakkında bilgi sahibi oluyor. Kat kesitleri de yapılmışsa, evin odalarının birbirleriyle ilişkisini de görebiliyor. Teknolojinin zamanla maket yapmayı gereksiz hale getireceğini düşünen çok kişi var. Ama yine de perspektiflerle herşeyi anlatamıyorsunuz, çünkü tek bir noktadan bakıyorsunuz. Maket elle tutulabilir bir şey olduğu ve her açıdan farklı bir görüntü sunduğu için tercih ediliyor. Üç boyutu, iki boyut üzerinden tam olarak anlamak mümkün değil.
MesutT: Kullanım amacı belirliyor yani ortaya nasıl bir maket çıkacağını?
ArifÜ: Ben bunu ikiye ayırıyorum. Bunlardan biri projeyi daha iyi çözmek için yapılan maketler. Onda önemli olan konsepti ortaya koyması, boyası ya da malzemesi değil. Diğeri de satış ve pazarlamaya yönelik maketler; onlar da gerçeğin küçültülmüşü.
MesutT: Siz daha çok hangilerini tercih ediyorsunuz?
ArifÜ: Bizim için ikinci grup daha cazip.
SalihS: Çünkü tasarıma yönelik maketlerde pekçok değişiklik isteniyor, daha çok zaman alıyor.
ArifÜ: Çünkü mimarlık büroları da çok rahat değil. Bu iş için çok fazla bütçe ayıramıyorlar. Satışa yönelik maketlerde ise firma o işten para kazanacağını bildiği için daha rahat davranıyor. Mimar, bizi daha fazla uğraştırıyor. Bitmemiş bir proje oluyor ve kafasında birçok şey oluyor. Yapıyoruz ama o sırada aklına başka şeyler geliyor. Bu da bizim çok zamanımızı alıyor. Mimar bunun için de fazla kaynak ayıramıyor. Ben, her zaman bitmiş bir projeyi tercih ederim.
MesutT: Bir maketin ortalama maliyeti nedir?
ArifÜ: Ortalama bir rakam veremezsiniz. Projesinin zorluğuna ve ölçüsüne göre değişir. Bir mimarlık bürosunun vereceği rakam, örneğin tiyatro gibi bir yarışma projesi için 2 - 3 bin YTL'yi geçmez.
MesutT: Yaptığınız projelerden örnekler verebilir misiniz?
ArifÜ: Valla, yapılabilecek herşeyi yaptık. Tatil köyleri, toplu konutlar... Sinpaş'ın pekçok projesinin maketini biz yaptık örneğin. Onun yanısıra Teknik Yapı'nın, Yapı Endüstrisi'nin, Soyak ve Enka'nın... TOKİ'nin bütün önemli işlerinin maketlerini yaptık.