Otel içinde sokak, sokak içinde otel!

03 Haziran 2009


Küçükçeşme Sokağı'na, sokağın yarısını kaplayacak şekilde otel yapılması öngörülüyor.
 


Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun işaret ettiği "Küçük Çeşme Sokağı" ne durumda?

Yaşantısı, sokak kullanımı, boyutları, avlulu evleri ve tipolojisi bakımından çok karakteristik bir sokaktı Küçük Çeşme Sokağı. Eylül 2008'de UNESCO'nun da vurguladığı noktaları dikkate alarak Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na bu sokağın sahip olduğu değerler bakımından korunması için başvuru yaptık.  Kurul da bu sokak için " projede değerlendirilmeli" diye karar aldı. Ve bu kararı da ilgili tüm kurumlara iletti. Fatih Belediyesi sanki böyle bir kurul kararı yokmuş gibi bu sokakta ve ilgili adalarda yıkımlara başladı. Kendisine yapılan sözlü ve yazılı uyarılara rağmen yıkımları durdurmadı ve bugün sokak tamamen yıkıldı.

Projeye bakıldığında da bu sokağın yarısını kaplayacak şekilde kocaman bir otel öngörülüyor.
UNESCO heyeti ve yetkililerle bu sokakta yürürken bu otelden ve sokağın büyük bölümünü yok edeceğinden bahsettik. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan bir yetkili hayretler içinde bunun bir spekülasyon olup olmadığını sordu. Biz de spekülasyon olmadığını söyledik. Bunun üzerine belediye yetkilileri durumu kurtarmak adına bu otelin isminin "kervansaray oteli" olduğunu açıklayarak tarihe ne şekilde sahip çıktıklarını ve koruma anlayışlarının ne kadar yüzeysel olduğunu göstermiş oldu. Tarihi yarımadada, SİT alanında ve UNESCO kültürel miras listesindeki surların koruma bandında bu ölçek ve tipolojide bir otel yapmak doğru değil. Kaldı ki bu bölgede böyle bir otele de ihtiyaç yok. Belediye sokağın, yapılması planlanan otelin içinden bir çizgi olarak geçirilip korunacağını söylüyor, bu çok düşündürücü! Sokak bu şekilde korunmaz.

Küçük Çeşme Sokağı ile ilgili bir çalışma yaptınız mı?

Evet, Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararından sonra bir grup mimarla birlikte Küçük Çeşme Sokağı üzerine çalışmaya başladık. Bu sokak ölçeğinde STOP projesi ve diğer çalışmaları da değerlendiren daha detaylı ve ayrıntılı bir çalışma yapıldı. Bu karakteristik sokağın ve onu çevreleyen avlulu evlerin nasıl ele alınması gerektiği ile ilgili rehber bir çalışma oldu. Bu çalışmayı ilgili kurula sunmak için başvurduk ve davet etmelerini bekliyoruz.

Çağırmak için biraz geç kalmadılar mı, peki?

Aslında henüz geç sayılmaz. Bildiğimiz kadarıyla uygulama projesi daha Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na sunulmadı ve onaylanmadı henüz. Kurul kararına göre proje kapsamında değerlendirilecek bir sokak olarak ele alınacağı için daha vakit var. Ama asıl sorun, Fatih Belediyesi'nin bu kararı ihlal ederek yaptığı yıkımlar yüzünden oluşuyor ve durumu çıkmaza sokuyor. Ama biz yapılan çalışmada mekansal yapıyı, ölçek ve boyutları, kullanım özelliklerini, sosyal yapıyı korumaya ve sürdürmeye yönelik öneri geliştirdiğimiz ve detaylı analizlere sahip olduğumuz için, bu noktadan sonra da yapacak çok şey var, geç sayılmaz. Bu noktada konuyla ilgili kurum ve kişilerin niyeti ve yaklaşımı önemli olacaktır.

Küçük Çeşme Sokağı'nın da içinde olduğu son yıkımlarda kiracı hakkını bekleyen ve bölgede kalmaya devam eden birçok kiracı aile de sokakta kaldı. Bu durum platformun bulduğu desteklerle geçici olarak çözülmeye çalışılıyor. Bu noktada akla şu soru geliyor, belediye tarafından dünyanın en sosyal projesi olarak nitelendirilen böyle bir uygulama nasıl oluyor da bu tür sahnelere sebep olabiliyor? Belediye adeta alanı TOKİ'ye bir an önce devretmek için var gücüyle çalışıyor. Bir gün önce tebligat verdiği evleri kiracıların boşaltmalarını beklemeden ertesi gün yıkabiliyor.

Aslında bölgede bugüne kadar hiç yıkım yapılmaması gerekirdi. TOKİ, Fatih Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2006'da imzaladığı protokolün 14. Maddesinde belirtildiği gibi projelerin yapım ve onayını müteakip hak sahipleri ile anlaşma sürecine başlanacak denmektedir. Ama hak sahipleri ile anlaşmalar daha avan proje kabul edilmeden önce başlatılmış ve henüz 2009 Mayıs itibariyle uygulama projesi onaylanmadan tamamlanmıştır. Yıkımlar da bu anlaşmalara istinaden yapıldığı için daha projeler onaylanmadan bölgede yıkımlar gerçekleştirilmiş ve bölgede kalmaya devam edenler için de adeta bir deprem ortamı yaratılmıştır.


Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük ile...
Sulukule Platformu'ndan Aslı Kıyak İngin ile...
Sulukule Platformu'ndan Neşe Ozan İle
İBB KUDEB Müdürü Mehmet Şimşek Deniz ile...
Avukat Hilal Kuey ile...
Erbatur Çavuşoğlu'nun kaleminden...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :