PIN Architects

Kapısı sokağa açılan, kelimenin tam anlamıyla 'çat kapı' gidebileceğiniz bir ofis, PIN. Aslında ofisten ziyade bir laboratuvar. Nitekim fiziksel bir mekana kavuşmadan önce, 'PIN Lab' adıyla ortaya çıkmış bir güçbirliği. Fikret Sungay ile Salih Küçüktuna'nın 20 yıllık mesleki birlikteliklerini kendi kurdukları yeni bir çatı altında, diğer tasarım ve sanat dalları ile sıkı bir bağ içinde pratiğe döktükleri dinamik bir alan...

Tasarımcı huzursuzluğundan mütevellit karamsarlığı, kendilerini sürekli dürten 'yapma' derdi ile aşan ve bu heyecanı birlikte çalıştıkları herkese bulaştıran PIN, aslında oldukça sıradışı ama bir o kadar da doğal karakterlerden oluşuyor. Doğa ve spor aşkının ilişkileri daha da perçinlediği PIN ekibinin diğer dikkat çekici üyeleri ise heykel sanatçısı Emre Başoğlu ve mimar Güvenç Topçuoğlu...

PIN'le ilgili yazacak daha pek çok şey var ama söyleşinin heyecanını canlı tutmak adına, kısa birkaç ipucu ile giriş yazımızı noktalayalım. Mimarlıktan öte, mimarlığa katma değer kazandıran çalışmaların ön planda olduğu bu sohbette, mesleki deneyimleri çeyrek asra yaklaşan kıdemli tasarımcıların nasıl ilk günkü heyecanlarını muhafaza ettiklerine; teknolojiyi yüceltmeden, günümüz pratiğinin cevval bir aracı olarak ondan nasıl faydalanabildiklerine şahit olacak; 21. yüzyılda mimarlık ve heykel arakesitinde daha yeni neler üretilebileceğine; bir de, Londra'da ofis açmaya dair özgün bir deneyime kulak vereceksiniz...