“Aslında tüm sorumluluğu idare üstlenmiş oluyor, işin bir de bu yönü var”

05 Kasım 2010

İdarenin, bazı olumsuz örneklere istinaden "mimarlar yüksek tutarlar talep ederek süreci tıkıyor" yönünde kabulleri olabiliyor. Kendi kadrolarında mimarlar ve mühendisler olduğu için de projeden onları sorumlu tutmayı tercih edebiliyorlar.

İdare bu yönde davranıyor olabilir ancak bu onun haklılığını göstermez. Eğer hak sahibi mimar haklarını gerçekten kötüye kullanıyorsa, hukuken bunun çözümü mümkündür. Her ne kadar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu eser sahiplerine birtakım haklar tanımışsa da, medeni hukukun temel kurallarından biri, "hiç kimse sahip olduğu haktan fazlasını kullanamaz"dır.

Öte yandan, proje müellifi kendi haklarını, idarenin haklarını engelleyici bir biçimde kötüye kullanıyorsa, idare hukuken bunu tespit ettirerek o hakkı yargı yoluyla elde edebilir. İleride böyle bir sorun yaşanacağını öngörerek bütün mimarları potansiyel suçlu olarak görmek ne derece doğrudur, tartışılır. Asıl sorgulanması gereken budur. Dolayısıyla müellifin yasayla tanımlanmış haklarını şartname ile en baştan elinden almaktansa, böyle bir problem yaşandığı zaman hukuka uygun davranılması gerektiği düşüncesindeyim.

Proje müellifi projeyi çiziyor, ihaleyi kazanan yüklenici ise bu projeyi başka türlü uyguluyor. Öte yandan Oda mevzuatı müellif mimara projesinden dolayı mesleki bir sorumluluk getiriyor. Uygulamada farklılık olunca müellif açısından sorun yaşanmıyor mu? Oda bu sürece nasıl dahil oluyor?

Oda, uygulama sürecinin denetimine pek dahil olmuyor. Mesleki denetim, üyeler arasındaki hakkaniyeti sağlamak anlamında bir denetimdir. Bu kapsamda meslek odalarına yasal olarak verilmiş görevlerden biri de üyelerin sicil bilgisini kayda geçirilmesidir. Üyenin yapmış olduğu projenin mesleki denetimi de yine sicil kayıtlarının düzenlenmesi kapsamda yapılan bir denetimdir.

Dolayısıyla üye rölöve, restitüsyon, restorasyon ya da herhangi başka bir proje çalışmasını sunduğu zaman Oda, proje ölçeğinde bir denetim yapar ve bu kayıtları üyenin siciline geçirir. Buradaki yaptırım da ya mevzuata aykırı bir durum söz konusu olduğunda ortaya çıkar ya da bir üyenin yaptığı çalışmanın başka bir üye tarafından kullanılması durumunda disiplin kurulları duruma müdahil olur. Herhangi bir üçüncü kişi tarafından üyenin hakkının ihlal edilmesi söz konusu olduğunda ise, üye bu amaçla başvuruyorsa hukuken yapabilecekleri kapsamında Oda, gerek idareler nezdinde gerekse üçüncü şahıslar nezdinde birtakım görevler üstlenebilir, bu görevler de hukuki destek kapsamında değerlendirilir.

Yani proje aynen uygulanmadığı takdirde, "kesin yapıldı" projesi müellif mimarca Oda'ya teslim edilemeyince, müellif mimar uygulamadan dolayı mesleki denetime tabi tutulmuyor.

Az önce bahsettiğim mevzuatın bütünü içerisinde "kesin yapıldı"projesinin de proje müellifi  mimar tarafından yapılması gerekir. Ancak idare buna zaten baştan engel oluyor. Böyle bir durumda Oda'nın, şartnameleri imzalayan mimarı, projenin uygulamasından sorumlu tutması olanaksız. Aslında bu durumda idare her şeyin sorumluluğunu da üstlenmiş oluyor. İşin bir de bu yanı var.


Prof. Dr. Doğan Kuban ile
MO'dan Fikret Oğuz ile
Restoratör Mimar Acar Avunduk ile
Eski eserlerin onarımına ilişkin tip şartname örnekleri
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :