"Bir yurt binasını kamusal bir mekâna dönüştürmek bize heyecanlı geliyor"

12 Ekim 2018

Yeniden programlama anlamda örnek vaka diyebileceğiniz bir proje var mı?

MÜ: Esenler’de yoğun konut dokusunun içerisinde, sıkışmış birkaç ilköğretim yapısının arasında, yani mahalle arasında yaptığımız Kapalı Spor Salonu var.

AÖ: Konyaaltı Kentsel Tasarım ve Sahil Düzenlemesi de buna iyi bir örnek. İlk etabı tamamlandı, diğer kısımların uygulaması sürüyor. Yarışmada direkt kullanıcı tanımlarından yola çıkmıştık. Her kullanıcının taleplerini düşünerek bir program menüsü tasarlayıp alana bu menü üzerinden yayıldık. Bu ne yarışma şartnamesinde var, ne de belediyenin böyle bir talebi söz konusu.

MÜ: O mimari açıdan güzel bir programlama örneği ama bence şunlar daha canlı örnekler; mesela bir yurt projesi yaparken, verili program dokümanının dışına çıkıp onu sadece yurt olarak değil, gençlik merkezi, sosyal alan, muhtar ya da sağlık ocağını içerecek şekilde yeniden kurgulamak... Bir yurt binasını kamusal bir mekâna dönüştürmek bize heyecanlı geliyor.

AÖ: Bizim geçmişte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve belediyelere yaptığımız projeler de hep yurtlar ve gençlik merkezleri. Gençlik merkezi denildiğinde bunun içinde çocuk da var, üniversiteli de. İşin içine spor merkezi girince mahalleli de projeye dahil oluyor. Tabi biz ihtiyaç programına bambaşka şeyler koyabilmeyi başardık ve bu bazı belediyelerde kabul gördü. Mesela İstanbul Atakent’te bir yurt ve gençlik merkezi yapılıyor, Mucip’in bahsettiği Esenler’deki kapalı spor salonu var. Kocasinan, Esenyurt ve Bağcılar’da yurt/gençlik merkezleri yapılıyor. Farklı program parçaları sayesinde farklı ilişkiler ve beklenmedik yeni programlar ortaya çıkıyor.

Büyükçekmece Spor Tesisi

O projeler nasıl elde edildi?

MÜ: Müşavir firmalar üzerinden.

AÖ: İstanbul Büyükşehir Belediyesi işi müşavir firmalara veriyor, onlar da mimarlık ofisleriyle iletişime geçiyor. Bence bizim bahsettiğimiz bu projelerde kamusallığın yüksek görülmesinin iki sebebi var. Birincisi daha önce bu tür binaları yapmış olmamız ve yapının/kullanıcın en çok neye ihtiyacı olduğunu bilmemiz. İkincisi ise çalışma sistemimiz sayesinde bu programlara yeni programlar ekleme ve işvereni buna ikna etme şansı bulmuş olmamız.

MÜ: Bir de bu katılımcı bir süreç. Zaten her yerde iyi veya kötü bir çevre duyarlılığı oluştu. Biraz daha yeşil olsun dediğinizde dikkate alınıyor (kamu için konuşuyorum). Bir de problemi yeniden tarif edebileceğimize inanırlarsa hakikaten iyi sonuçlar çıkıyor. Yani sadece bir yapıyı bir bağlama oturtmak ya da bir peyzaj düzenlemesi yapmak yerine alanı kullanıcı odaklı tasarlamaya dair bir yaklaşımla birtakım dönüşümleri başardığımızı düşünüyorum. Araç-yaya ilişkisinin tekrar tariflenmesi gibi…

"Ulaşım yapıları ve kentsel tasarım projeleri üzerinden yaya deneyimi üzerine epey kafa yorma fırsatı bulduk" 

Konya Akyokuş Rekreasyon Alanı Yaya Köprüsü projenizde de o ilişkiyi yorumluyorsunuz.

MÜ: Evet, Konya Akyokuş Rekreasyon Alanı Yaya Köprüsü çok büyük bir master planın bir parçası, plan olmadan şu anda yeterince anlamlı değil ama tabi yine de önemli bir yapı.

Konya Akyokuş Rekreasyon Alanı Yaya Köprüsü 

Türkiye’de üst geçitler, köprüler estetik ve fonksiyonel anlamda o kadar zayıf ki böyle iyi örneklere ihtiyacımız var.

MÜ: Orada insanın kendini uçuyormuş gibi hissedeceği bir deneyim sunmaya çalıştık. Engelli yönetmeliğine ve köprü standartlarına uyarken, yüksek açıklık sorunlarının tek hamlede çözüldüğü bir proje olması açısından da başarılıydı. Ulaşım yapıları ve kentsel tasarım projeleri üzerinden yaya deneyimi üzerine epey kafa yorma fırsatı bulduk. Yaya ve araç ilişkisinin doğru şekilde tasarlanıp kentsel düzeyde bir arada var olmaları önemli. Konyaaltı projesinde de bu çok kuvvetli. Yolu sadece yayaya terk etmek kulağa hoş geliyor ama bazen orayı yeterince canlı ve istediğiniz kadar hareketli kılmayabilir. Kent yüzeyinde beraber hareket etmelerini doğru tasarlayabilmelisiniz.

Konyaaltı Kentsel Tasarım ve Sahil Düzenlemesi

Hatta bisiklet yolunu da projeye dahil ediyorsunuz, eskiden araçların geçtiği otoyolun izine...

MÜ: Mevcut tramvay hattının arttırılması da söz konusu. Herkesin başta çok garip karşıladığı önerimizi kabul ettirdik. Araba, tramvay, bisiklet, yaya trafiğinin bir arada olduğu ama birbirini daha çok gözettiği paylaşımlı bir meydan önerdik. Sağ olsunlar bizi bu konuda desteklediler. Çünkü bazen “mimarlar da uçuyor” gibi tavırlarla karşılaşıyoruz. Bu konularda yarışmaya birlikte katıldığımız Doç. Dr. Olgu Çalışkan’ın büyük katkıları oldu. Birlikte çok zevkli bir tasarım süreci yaşadık ve birbirimize çok faydalı olduk.

AÖ: Evet, Olgu’nun sadece eli kuvvetli değil, farklı alanlara farklı problemlere nasıl yaklaşılacağını çok iyi biliyor ve hiç durmuyor, sürekli üretiyor.

MÜ: Onunla çalışmak çok zevkli. Konyaaltı projemizde ulaşım çözümlerimiz tümüyle Olgu’nun önderliğinde oturtuldu diyebilirim.

Her şeyin bir arada çözüldüğü akılcı bir ulaşım çözümü...

MÜ: Evet, hem sorunların büyük kısmını çözüyor hem de hâlâ hayatın daha yavaş olduğu kentsel bir alan sunuyor.


Kurucu Ortaklar Ali Özer ve Ahmet Mucip Ürger ile...
Tasarım Ekibi ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :