Duygu Özkan
07 Mart 2014
Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü'nden 2011 yılında mezun oldum. Aynı yıl İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünde yüksek lisansa başladım, şu anda tez aşamasındayım.
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü'nde okudum ama çevre tasarımı konusunda ilerleyebileceğim bir işte çalışmadım. Daha küçük bir ölçeğe yönelip endüstri ürünleri tasarımı üzerinde ilerleme yolunu seçtim. O yüzden alanım daha çok mobilya ve küçük imalatlar üzerinde yoğunlaşıyor. İki disiplini birden harmanlamak bana farklı bir perspektif kazandırdı çünkü aslında iç mimarlıkta bir iç mekan tasarlarken onun içindeki elemanları da mekana özel olarak tasarlıyorsunuz. O yüzden de ürün tasarımıyla çok iç geçiyor.
Yüksek lisansa başladığım sene ders yoğunluğum çok fazlaydı, o yüzden çalışmayı düşünmüyordum. Tez aşamasına geçince bir süre bir iç mimarlık firmasında çalıştım, oradan ayrıldıktan sonra da iç mimarlık ile endüstri ürünleri tasarımını birleştirebileceğim bir yerde çalışmak istediğime karar verdim. Çünkü o yönde de bir ilgim olduğunu fark ettim ve firma tercihimi de bu yönde yaptım. 34'e görüşmeye geldiğimde Cenk Bey'le aynı taleplerimiz olduğuna karar verdik, çünkü burada da farklı disiplinleri bir araya getiren bir ekiple çalışıyoruz. Daha sonra da işe başladım, ekibe son katılan üyeyim, 3 aydır buradayım.
Daha önceki çalıştığım ofis hem daha küçüktü hem de yaptığımız projelerimiz iç mekân ağırlıklıydı. Burada farklı disiplinlerin bir arada olduğu bir ortamda çalışıyoruz ve birbirimizle sürekli etkileşim halindeyiz. Tasarım yaparken birlikte karar alıyoruz, toplantılar yapıyoruz. Kişisel kararlardan çok, marka kimliği altında ortak aldığımız kararlarımız oluyor. Bu da ofisin en güzel yanlarından biri. Farklı disiplinlerden gelen insanlarla bir arada çalışmak size sürekli yeni şeyler öğretiyor ve ofise renk katıyor ofise. O yüzden keyifli bir ortamımız var.
Ofiste tasarımla ilgili bütün kararları ortak alıyor olmamızın hiyerarşiyi biraz kırdığını düşünüyorum. Daha çok bir arkadaş ortamında çalışıyoruz. Bu da bize, ofiste kendimizi özgür bir şekilde ifade etme ve tasarım yapma şansı sağlıyor.
Yaptığımız projelerde iç mekanlara özel mobilya tasarımları yapıyoruz, onun dışında sadece konut tasarımları gelmiyor. Teşhir mağazası ve spor merkezi gibi farklı mekan tasarımlarıyla da uğraşıyoruz. Farklı tipolojiler üzerinde çalışmak da size farklı bir boyut kazandırıyor çünkü o alanla ilgili sürekli araştırma yapıp bilmediğiniz şeyler öğreniyorsunuz. O da işin eğlenceli ve renk katan bir boyutu sanırım.
Müşterilerin beklentilerini çok iyi anlamanız gerekiyor. Kendi kafanızdakini yaratmak yerine, onun beklentileriyle tasarımı çakıştırmak çok önemli Çünkü bu olmadığı zaman müşteri mutsuz oluyor. Onun kendini mutlu hissedebileceği bir mekan yaratabilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Kurucu Cenk Saraçoğlu ile...
34'ün Tasarımcıları ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın