"Çizimci olmadığımızı önce biz idrak etmeliyiz"

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, 34 Architects'ten önce neler yaptınız?

Cenk Saraçoğlu: 79 doğumluyum, YTÜ Mimarlık mezunuyum. Aynı üniversitede mimari tasarım üzerine yüksek lisans eğitimi aldım. Ayrıca Marmara Üniversitesi'nde İşletme yüksek lisansı yaptım. Şimdi olsa böyle bir formasyona bulaşır mıydım bilemiyorum. Ancak tasarım yaklaşımıma farklı parametreleri eklememi sağladı. Ciddi edinimlerim, artılarım oldu. Fırsat buldukça mimar kimliğimden kurtulup kendi meslek pratiğimi başka bir gözden değerlendirmeye çalışıyorum. Mimarlığınızı kenara koyabilmek kolay bir şey değil elbette, becerebildiğim kadarıyla diyelim...

Peki o dönemde işletme eğitimi almaya karar verdiğinizde nasıl bir ihtiyaç hissetmiştiniz?

Mezun olduktan sonra mimarlık yapacağımın çok farkında değildim. Mimarın kim olduğunun, mimarlığın nasıl bir meslek olduğunun  da farkında değilmişim açıkçası. Profesyonel iş hayatımda ve yüksek lisans yaparken farkettim bunu. Bu sadece bana özgü bir durum da değil. Bir süredir Mimarlar Odası'nın düzenlediği Kent Düşleri Atölyesi'nde proje yürütücülüğü yapıyorum. Atölyelere katılan öğrencilerde de aynı sorunu gözlemledim.
Mimarlığın ne olduğunun, mimarın kim olduğunun farkında değiller.

Aslında lisedeyken seçeceğimiz mesleği daha iyi tanıyabilmemiz gerekiyor...

Evet; ama lise eğitimine müdahale edemeyeceğimize göre bu anlamda bizim yapabileceğimiz  bir şey yok. Biliyoruz ki sadece akademik eğitimle bu mesleğin tam olarak verilmesi mümkün değil. Ne 4 sene yeterli bunun için ne de akademik imkanlar. Bir kere mesleğimizin  pratik boyutu var. Bu sebeple akademiden mezun olan kimse mimarın ve mimarlık mesleğinin ne olduğunu özümsemiş olmalı. Bu kavramlar içselleşmiş olursa, kişi gerisini iş hayatında sağlıklı bir biçimde kendisi tamamlayacaktır diye düşünüyorum. Çizimci olmadığımızı önce kendimiz idrak etmeliyiz.