Uygulamanın hemen ertesi akşamı sosyal medyada "Asmalı'da içiyoruz" başlığı ile kampanya ve duyurular gerçekleştirildi ve buna binlerce kişi katıldı. Siz de yakın zamanda toplumsal karşı duruşu sürdürmek için örgütlenmelere gidecek misiniz?
Tarkan Yanar: Örneğin bir imza kampanyası başlattık ve sadece bir haftada 20 bin tane imza topladık. Başkan bize, yedi ay içersinde bin küsur tane şikayet maili geldiğini söylüyordu. Biz –yedi ay değil- yedi gün bile olmadan bu rakamı topladık. Bunları da meclise, imar komisyonuna vereceğiz.
Talebinizin içeriği nedir peki?
TY: İçeriği, düzenlemenin hakkaniyetli biçimde yapılması… O kadar. Tabi ki Beyoğlu ve sokaklarında muhtelif kesimlerle de temas kuruluyor. Dükkanımız, semtimize yönelik bir şeyler yapmamız, hareketlere devam etmemiz ve sesimizi duyurmamız kaçınılmaz.
Peki sizde esnaf olarak bir hayal kırıklığı yaşandı mı? Bir hafta sokaklar toplumsal histeriyle dolup taşarken, ertesi hafta sokakların boşalması…
TY: Dernek olarak sorarsanız, bir hayal kırıklığı duymuyoruz. Toplumsal olarak aşağı yukarı bu gibi tepkiler beklendi. Bu konuya sürekli olarak çok duyarlı olunması mümkün değil. Ama esnaf arkadaşlardan canı sıkılan ve müşterilerinin hepsinin daha vefalı olmasını bekleyen var. Bu tür şeyler oluyor.
Sokak müzisyenleri ile diyalog kurduğunuzu söylediniz.
TY: Onlar da bizimle görüşüyorlar, ne yapabiliriz diye… Sokak müzisyeninden sendikasından çıkartılmaya çalışılan belediye işçisine, herkes bir şekilde birbiriyle temas kuruyor .
Ve tabi burada dayanışma var.
TY: Evet bütün Beyoğlu'nda böyle bir bilinç gelişmeye başladı. Demokratik bir dayanışma gücünün gelişmesi de önemlidir. Buna değer veriyoruz. Ama biz meseleleri hep belli bir çerçevede tutmaya önem veriyoruz. İçen içmeyen, oruç tutan tutmayan meseleleri bizim çerçevemiz değil. Başbakan geçerken öyle demiş, şöyle demiş gibi işin magazin kısmıyla da çok ilgilenmiyoruz. Ne oluyor ve nasıl oluyor… Biz bunlara bakıyoruz.
Ve günün sonunda da haklarınızın iade edileceğine de inanıyorsunuz.
TY: Kuşkusuz.
Tahir Berrakkarasu: Konunun bu kadar gündemde kalması dahi, işin ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. Gerçekleşen çok pratiği olan, çok antrenmanlı bir yönetim projesiydi. Biz sigara yasağı gördük. Beyoğlu'nda ne işkenceler gördük. Ama esnaf ile emniyet teşkilatının sağduyusu bizi hakikaten çok mutlu etti. "Meşru durumdayız, haklı durumdayız, haksız duruma düşmeyelim" dedik hep. Emniyet de bu gergin esnafın üzerine çok sağduyulu yaklaştı. Yoksa –samimi söylüyorum- bu Beyoğlu esnafı o kadar enteresan ki… Gaziosmanpaşa Mahallesi'ne, Okmeydanı'na benzemez. Unutmayın, oralarda oturan esnaflar burada ekmeğini kazanıyor. Londra'da bir ay evvel yaşanılan olaylardan çok daha beter olurdu buralar.