Şehir dışında ve yurtdışında yeni projeleriniz var mı?
Evet, şu anda Denizli'deki projemizle uğraşıyoruz. Yurt dışında da Mekke'de bir otel projesi yürütüyoruz. Daha uygulamaya yönelik bir proje ama bizi gerçekten çok eğitiyor.
Yurtdışında iş yapma biçimini kavrama açısından mı?
Genelde bizde projeler imalat aşamasında, şantiyede başında birebir durarak bazı kontrollerle yürütülür. Bu projeyi ise uzaktan kumandayla yürütüyoruz. O yüzden de çok detaylı, çok incelikli düşünülmüş ve disiplin projeleriyle çok iyi koordine edilmiş bir proje yapıyoruz ki orada kusursuz imal edilebilsin. Bu müthiş bir tasarım süreci olarak bize katkı sağlıyor.
Bir de siz hala elde eskiz çizmekle başlamayı seviyorsunuz.
Evet, elde eskizin kıymeti başka. Tekniğe tamamıyla açığım fakat mimarinin hala el yeteneği güçlü olan bir seçimle okullarda yürütülmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü üç boyutu kavramak önemli, tasarı geometriyi anlayan insanların mimarlığı çok daha efektif yapabileceğini düşünüyorum. Ama tabii mimarlığın çok çeşitli yönleri var. Mimarlık illa ele kalemi alıp tasarım yapmak demek değil. Bina ortaya çıkana kadar o kadar çok kademede mimari hizmete ihtiyaç var ki... Biz mimar deyince illa tasarımcı (designer) mimar anlıyoruz ama değil. Tasarımcı mimar belki %10 ya da 15. Geri kalanı başka gruplarda iş yürütüyor olmalı ki o binalar gerçekleşsin. Şantiyedeki o emekler olmazsa olmaz. O yüzden sonradan hep şunu düşündüm, illa herkes eli kırık tasarım yapan, perspektif çizen, eskiz yapan mimar olacak diye bir kayıt yok. Bu zamanla kafama daha oturdu. Büro yürütürken de öyle... Detayı seven ve çok güzel halleden arkadaşlar var, şantiyede çok başarılı olanlar var, vaziyet planlarını güzel kavrayıp tasarlayanlar var. Tek tek cepheleri tasarlamayı sevenler var. İnce ince, oya gibi binanın planlarını yapmayı sevenler ve bunlara yatkın olanlar var. Bu yönelim gerçekten fark yaratıyor. Eğer doğru arkadaşlarımızı doğru işlere yönlendirdiysem o da benim yönetici olarak buradaki başarım oluyor.
Kişinin kendini tanıyabilmesi, mesleğini sevebilmesi için onu doğru yönlendirecek deneyimli birisinin varlığı gerçekten çok önemli.
Şununla da çok karşılaşmışımdır; bazen bir şey çiziyor arkadaş ama üç boyuta kalkığında onun ne olacağının tam farkında değil. Bu büronun diğer bir güzel yanı da sürekli inşa edilen proje çiziyor olmamız. Yarışmalara çok nadiren vakit ayırabiliyoruz. Ama inşa edilen proje çizmenin de müthiş bir gücü var. Bir bakıyorsunuz üç boyutta koskoca binalar ayağa kalkmış. Balkonunu çizen bir arkadaş bile olsa, o benim diyor. Bu gerçekten çok farklı bir motivasyon. Geçen gün Ankara'da -8 derecede 4,5 saat şantiye dolaştım. Parmak uçlarımı hissedemez hale geldiğimde bile "şunu da göreyim, şuraya da bakayım" hissi vardı. Tamam artık buradan gitmelisin yoksa donacaksın diye kendimi zor alıkoydum. Mimari öyle bir serüven…