Temel sorunu kent planları ile ulaşım planlarını birlikte çözümleyememek, şeklinde tanımlayan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Gerçek, İstanbul'da tutarlı bir ulaşım politikasından söz etmenin mümkün olmadığı dile getiriyor.
Gerçek ile ulaşım planlamanın temel sorunlarını ve yapılması gerekenleri konuştuk.
Ulaşım, bütünüyle teknik bir mesele midir? Siz ulaşıma hangi noktadan bakıyorsunuz?
Ulaşıma, tek başına teknik bir sorunmuş gibi bakmak son derece yanlış. Ulaşım teknik, sosyal, ekonomik boyutlarıyla, son derece karmaşık, çok boyutlu ve çok disiplinli çalışma gerektiren bir konu. Fakat biz, genellikle, ulaştırmayı bir mühendislik problemi olarak algılama yanlışı içindeyiz ve ulaşım sorunları daha çok altyapı yatırımları ile çözmeye çalışıyoruz.
Temelde bu algı hatası mı ulaşım politikalarındaki yanlışlığın nedeni? Ulaşım konusunda yapılagelen diğer yanlışlıklar neler?
Evet, bir yanıyla bu algının ulaşım politikalarını yönlendirdiğini söyleyebiliriz. Yöneticilerin kente ve ulaştırmaya bakışlarında ciddi sorunlar var. Az önce de bahsettiğim gibi ulaştırmayı bir altyapı yatırımı olarak görüp, sorunlu bölgelere yeni yollar açıyor, yeni tüller ve kavşaklar yaparak sorunu çözmeye çalışıyorlar.
Öte yandan, kent planları ile ulaşım planlarını bir türlü birlikte çözümleyemediğimizi görüyoruz. Geldiğimiz noktada, ulaşım taleplerini azaltıcı bir mekânsal planlamanın yapılabileceğini herkes kabul ediyor. Akıllı büyümenin önemi, kendi içinde yeterli merkezler oluşturarak ulaşım taleplerinin azaltılabileceği artık anlaşılmış durumda. Dolayısıyla sorunu en temelden çözmek istiyorsak, ulaşım planlamasını mekansal planlama ile birlikte değerlendirmeliyiz.
Oysa bizde mekânsal planlama kararları alınırken, bunların ulaşım sistemi üzerinde yaratacağı etkiler ya göz önüne alınmıyor ya da göz önüne alınsa bile uygun çözümlemeler yapılamıyor. Bunun tipik bir örneğini en son hazırlanan İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda gördük. Bu plana göre, kentin batı yakasında Silivri bölgesine 1.5 milyon civarında yeni nüfus getirilecek ve doğuda Kartal-Pendik bölgesi için kentsel dönüşüm projeleri yapılacak. Bu plan ile eklemlenecek biçimde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Japon Uluslararası İşbirliği Örgütü'nün (JICA) yaptığı Ulaşım Ana Planı'ndaki 2023 yılı ulaşım öngörülerinde, Silivri ile kentin eski merkezi arasında ciddi ulaşım talepleri görülüyor. O zaman bu, ulaşım taleplerini azaltıcı bir mekânsal planlama değil. Tersine ortalama yolculuk mesafeleri daha da artıyor. Tam da bu noktada ulaşım ve mekansal planlama süreçlerinin birlikte çözülememiş olmasından kaynaklanan yanlışlığı görüyoruz.
İstanbul'da uygulanmış ya da planlanlanmış hatalı projeler var kuşkusuz. Örneğin, hala yanlış tasaarımlanmış kavşak çözümleri üretiliyor. Birer örnek vermek gerekirse, Altunizade ve Balmumcu Kavşakları gibi kavşak uygulamaları bırakın trafiği çözmeyi, sorunları daha arttırıcı etkiler yapıyor.
Diğer taraftan da ulaşım projeleri aracılığıyla rant sağlamak gibi bir yaklaşım da söz konusu…
Tabii. Arazi kullanımı nasıl ulaşım taleplerini arttırıyorsa, ulaşım projeleri de arazi kullanımını etkiliyor, arazide bir değer yaratıyor. Ulaştırmanın arazi kullanımı üzerindeki etkilerini çok net bir biçimde Boğaz Köprüsü, FSM Köprüsü ve çevre yollarındaki gelişmelerde yaşadık. Aslında bu tür büyük projeler, çoğu zaman, kentin gelişimini yönlendirmek için bilinçli olarak yapılıyor.