Portfolyonuzda bir dönem askeri müze projeleri yoğunlukta. Bu bir deneyimin sonrakilere yol açması şeklinde mi oldu?
Müzeciliğin en çok tutku duyduğum yönü içeriğin farklılaşmasıyla gelen zenginlik, çünkü hiçbir zaman aynı şeyi tasarlayamazsınız. Banka müzesi de yaptım, askeri müze de, hastane müzesi de. Bunların hepsi birbirinden son derece farklı ve ilginç konular ve her konuyu bir şekilde öğrenmek durumundasınız. "Şahane bir vitrin tasarladım, bu her yer için en ideal vitrindir" diyemezsiniz çünkü her içerik başka türlü bir sergileme, başka türlü bir yaklaşım gerektirir. Mühim olan nesnenin ortaya çıkması, o nedenle tasarımın kendini göstermiyor olması lazım. Tasarım yaparken gerçekten konunun içine giriyorum ve o konuyu hissediyorum. Dünyadaki en antimiliter insanlardan biriyim ama kaç tane askeri müze projem olduğunu görüyorsunuz.
Bir müze projesinin araştırma süreci, sergi hazırlığı ne kadar zaman alıyor? İşin mutfağı ve proje hazırlık süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?
Aslında çok zaman alıyor olması gerekiyor ama Türkiye'de hep acil bir müze ihtiyacı olduğundan sık sık, "bu müzeyi hemen yapmalıyız" ifadesiyle karşılaşıyoruz.
Bu daha çok Türkiye'ye özgü bir durum değil mi?
Tabii tabii. Bunu hiç kavrayabilmiş değilim zaten. 5 bin yıldır duruyor orada o nesneler, neden hemen yapıyoruz, 3 yıl daha dursa ne olur? Hep böyle acilen müze yapılması gerekiyor ve konuyu çok acil bir şekilde öğreniyorsunuz. Bu noktada koleksiyon uzmanları ve konunun uzmanlarıyla birlikte çalışmak çok önemli. Aldığım tasarım eğitimi nedeniyle önce konunun içine girmem lazım. Kendimi her konuyu sevmek üzerine eğittim. Ruhumda da bir meraklılık hali olacak ki konuya girdiğim anda merak etmeye başlıyorum. Mesela az önce bahsettiğimiz askeri müze konusu… Çanakkale'deki yerel tarih grupları aracılığıyla bir sergi oluşturmuştuk. Açılışa askerler de geldi. Müzeyi benim tasarladığımı öğrendiklerinde, "yarın sizi komutan bekliyor" dediler. Görüşmeye gittim ve askeri müze yapamayacağımı, silah vs sergileyemeyeceğimi belirttim. Daha sonra ise kaç tane askeri müze yaptığımı görüyorsunuz.
Tasarımcı olarak, projeyi veren kuruma göre belli sınırlamalarla karşılaşıyor musunuz? Sergilemeyi istemeyeceğiniz nesnelerden çağrışımla soruyorum bu soruyu…
Hiç özgürce çalışmadığım bir projede yer almadım. Çünkü o özgürlüğün sınırlarını hem müzeciliği hem tasarımı bildiğim için ben kendim belirliyorum zaten.
Bu tabii sizin, gerekli bilgileri toplu halde sunabilmenizin getirdiği bir avantaj…
Evet. Zaten Tetrazon şu anda bina yapmak dışında; interaktif hizmetler, küratoryal hizmetler, koleksiyon hizmetleri, planlama hizmetleri gibi bir müzenin bütün hizmetlerini sunabilecek şekilde organize olmuş durumda.
Dünyada da bu hizmetleri tek elden sunan çok fazla örnek yoktur herhalde
Dünyada muhtelif örnekler var ama Türkiye'de bunu bu kadar kapsamlı ve sadece bu işi iş edinen, yani müze odaklı olarak yapan tek şirket biziz.