Alev Cansu Ovalı

23 Nisan 2020

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Mimarlık Bölümü 2013 yılı mezunuyum. Yaklaşık 7 aydır MAA’da çalışıyorum.

Bundan yaklaşık 1 sene önce Aura İstanbul’da Melike Hanım’ın gerçekleştirdiği bir sunuma katıldım ve sonrasında kendisiyle sohbet etme şansım oldu. Özellikle İstanbul TV-Radyo Kulesi gibi çok fazla aktörün bilgi ürettiği, söz söylediği bir projede, farklı proje süreçlerini nasıl bu kadar kısa sürede ve böyle bir başarıyla tamamlayabildiklerine dair hayranlıkla karışık sorularım vardı. Kendisi öncelikle projeye gerçekten inanarak, adım adım nasıl yürüttüklerini anlatmaya başladı. Sonrasında Robot Bilimi Müzesi projesini konuştuk elbette; sunumunda son derece dikkatimi çeken konular olmuştu. BIM ile yürütülen projeler deneyimlemiştim ancak; bir de bu süreci robotik inşaat teknikleriyle bir başka adıma taşımak; bilgiyi, robotlara, kendi mekanlarını inşa etmek üzere aktarabilmek konusu benim açımdan son derece heyecan vericiydi. Merakla bu konuda anlattıklarını da dinledim. Daha sonra Türkiye’de Mimarlık’ın mevcut koşullarını değerlendirmeye kadar uzadı gitti sohbetimiz. Karşılıklı olarak birbirimizi çok iyi anladığımızı hissettik, gördük ve şimdi buradayım. Hem kendi gelişimime hem de MAA’ya kattıklarımı ve katabileceklerimi düşündükçe hala şükrediyorum o karşılaşmaya.

Mimarlığın pratikte ürettiği ve sürdürdüğü, içinde bulunduğu bir sürü tartışma var. Ve bu tartışmalarda zamanın ilerisinde görüşler ortaya koymak, bazen bunu halihazırda uyguluyor olmak ya da bir an önce uygulayabilmenin yollarını arıyor olmak; üstüne bir de bu hali sürdürebilmek bence çok az sayıda ofisin gerçekleştirebildiği bir duruş. Ben MAA’nın bu duruşunu çok kıymetli buluyorum. Geleceğe dair… bundan beş, hatta on adım sonrasına dair sözler söyleme niyetinde. Bir de tutarlılık konusu var: Tasarımda da, mimarlıkta da, üretimde ve organizasyonda da güçlü bir tutarlılık gözlemleyebiliyorsunuz. Sanki her konu, ya da her eleman bir bütünün parçası gibi. Bunlar bence kolay kolay kavranıp üstesinden gelinebilecek konular değil diye düşünüyorum. Dahil olduğum bütüncül bir hikaye var ve bir parçası olarak o hikayeyi birlikte geliştiriyor olduğumuzu bilmek kesinlikle mutluluk verici ve tatmin edici.

Tabi bu hikayenin bir de birtakım süper kahramanları var. Ekipte herkesin bir şeyler üretebildiği temel bazı programlar, beceriler var. Ve bir noktadan sonra farklılaşmalar başlıyor. Gerçekten herkesin iyi olduğu ve öne çıktığı bazı özel yetenekleri var ve mutlaka herkesin birbirini besleyebileceği, birbirinden öğrenebileceği ya da ilham alabileceği bir şeyler oluyor, diyebilirim.

Ben MAA’da Proje Yürütücüsü & BIM Yöneticisi olarak çalışmaktayım. Bu biraz iki kimlikli görünen durumda bir taraftan projenin mimari gelişimini başlatmak, sürdürmek ve tamamlamak gibi; diğer taraftan da bu gelişim için uygun koşulları, akışı, yani sistemi tasarlayıp uygulayabilmek gibi kısaca tanımlayabilirim buradaki rolümü. Projelerin veya süreçlerin ihtiyaçlarına göre ekip olarak, az önce tanımladığım bu konuları birlikte uyguluyor ve geliştiriyoruz.

Şu anda Seul Robot Bilim Müzesi’nin Proje Yürütücülüğünü yapmaktayım. Başta da söylediğim nedenlerle beni son derece heyecanlandıran bir proje bu. Uluslararası anlamda takdir almış bir proje olarak projeyi hak ettiği değerde BIM ortamında üretme ve sürdürme niyeti ve de uğraşı içerisindeyiz. Bununla birlikte yarışma projeleri ve başka farklı projelerde de görev almaktayım. MAA’nın ürettiği her bir proje bambaşka bir arayış ve özel bir kimlik, bir değer üretme çabasında bana göre ve,  ben de mümkün olduğunca rollerim kapsamında bu değeri ve de arayışı sürdürmeye çalışıyorum.

MAA ekibi olarak temelde birbirinden öğrenerek çoğalma ve çoğaltma niyetinde olduğumuzdan bahsetmiştim. Bu birliktelik ve bütünsellik ile kolektif üretim yaklaşımı, doğal bir sonuç olarak hiyerarşiyi devre dışı bırakıyor. Ekibi oluşturan her bireyin ürettiklerini tek tek dinlemek, özümsemeye ve anlamaya çalışmak, o bilgilerin peşine birlikte düşüp onları birlikte çoğaltmak, sentezlemek ve sonuçta ne çıkacağını hep birlikte merak ve şaşkınlıkla izliyor olmak çok güzel. Tabi bunu gerçekten çok özel bir vizyon sahibi olan Melike Hanım’ın çok iyi bir oyun kurucu ve de yol gösterici olmasıyla başarabildiğimizin altını çizmek isterim.

MAA’da tek bir proje, iş ya da yarışma için en sevdiğim şudur diyebilmem çok zor çünkü, herhangi bir fikrin temsil araçları burada çok çeşitli ve zengin kullanılıyor. Bazen bir fikir üç boyutlu bir model görseliyle, bazen bir animasyon ya da gif ile; 3D Printed model, hatta belki bir hologram üzerinden ifade edilebiliyor. Bu örnekler daha çok çeşitlendirilebilir. Temelde tasarım fikrini mümkün olan en güçlü ve de çarpıcı şekilde ifade edecek araçları birlikte deneyimliyor ve keşfediyoruz diyebilirim. Bir de MAALab var mesela. Orada ise bambaşka dünyalara adeta zoom yapılıyor. Orada da çok çeşitli arayışlarla var edilmiş ilham verici üretimler söz konusu. O yüzden ben direk öne çıkan bir proje veya iş’ten çok, üretilen proje ve işlerin çok çeşitli ve zengin araçlarla var edilmesi konusunu ayrıca heyecan verici buluyorum.


Melike Altınışık ile
Melih Altınışık için MAA
MAA Ekibi ile
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :