İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık mezunuyum. Şu an profesyonel çalışmalarımı bir yandan MAA’da sürdürüken bir yandan da İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Oyun ve Etkileşim Teknolojileri programında yüksek lisansa devam etmekteyim.
MAA’ya 2018 yazında staj ile dahil oldum. Türkiye’de hesaplamalı tasarım üzerine çalışan nadir ofislerden biri olarak ofisin tasarım anlayışını beğeniyordum. Portfolyomu hazırlayıp başvurdum ve kabul edildim. Yazın iki ay staj yaptıktan sonra lisans eğitimimi bitirip mezun olmak üzere okula döndüm. Mezun olduktan sonra mimari mekan bilgimin ve tasarım anlayışımın diğer alanlarla birleştiğinde daha güçlü olabileceğini düşündüğüm için oyun tasarımına yönelmeye karar verdim ve yüksek lisansa başladım. O sırada Melike Hanım ile görüştük. Ofiste farklı bir alana eğilen birinin yararlı olabileceğini düşündü ve Eylül 2019’da MAA’da çalışmaya başladım.
Ofisin disiplinlerarası çalışma mantığı bana çok cazip geldi. Mimari tasarım gibi çok boyutlu bir alanda olabildiğince farklı bakış açısına sahip olmak ofisi ve projeleri zenginleştiriyor. Sonuçta bir yapı tasarlanıp uygulandığında o geleceğe dair bir söz içeriyor. 50-100 yıl boyunca ortada kalacak bir söz. Bunun için de gelecek üzerine düşünmek gerekiyor. Ofis olarak kendi aramızda geleceğin ihtimalleri üzerine konuşup tartışıyoruz.
MAA’da yeni teknolojilerin tasarım dünyasına nasıl adapte edilebileceğine dair çalışmalar yapıyorum. Çıkan her yeni teknoloji dünya, birey ve nesnelerle ilişkimizi yeniden tanımlıyor. AR, VR ve IoT (Nesnelerin İnterneti) gibi kavramların mimarlığın ve mimarlığın temsil biçimlerine etkisi üzerine araştırmalar ve geliştirmeler yapıyorum.
İstanbul TV ve Radyo Kulesi ve Seul Robot Bilimi Müzesi gibi projeleri hologram ile temsil etmeyi amaçladığımız Hologra-MAA projesinde bulundum. Kullanıcıya/izleyiciye alışılmışın dışındaki yollardan projeyi anlatma çabasının ne kadar değerli ve ilgi çekici olabileceğini bu proje ile gördüm. Şu an aktif olarak Seul Robot Bilimi Müzesi projesini VR ortamında deneyimlenebilir hale getirmek üzerine çalışıyorum.
MAA ekibi olarak çok katı proje rollerimiz olduğu söylenemez. Tabiki belirli iş akışları ve iş rolleri var ancak MAA’da herkes farklı projelerde farklı görevler alacak donanım ve birikime sahip. Bu da bize kolaylık ve esneklik sağlıyor. Ofiste herkesin çok yönlü olması birbirimizi beslememizi ve geliştirmemizi sağlıyor.
MAA’da en çok beğendiğim proje ise Seul Robot Bilimi Müzesi projesi, Robot Müzesi’ni robotların kendisinin inşa etmesi fikri beni çok etkilemişti.