Los Angeles'tan GAD'a gelişim Kasım'a rastlıyor. Mimarlıkla uğraşıyorum, Los Angeles'ta sayısız ofiste çalıştım; Meksika, Brezilya gibi ülkelerde de mimarlık yaptım. İstanbul'a araştırma amaçlı bir akademisyen değişim programıyla geldim. GAD ile tanışıklığım bunun üzerine oldu. Gökhan ve Özlem ile temasa geçtim ve o günden beri buradayım. GAD'da şu an uğraştığım projelerden biri, çok ham bir prototipini oluşturduğumuz bir gazete. Gazete üzerine biz konuşacağız, projeler üzerine biz konuşacağız ve gazetenin her sayfası, bir anlamda, projelerden konuşacak. Bu yayın, yalnızca reklam veya ticari amaçlı olmayacak, aynı zaman akademya ve diğer mimarlık firmalarıyla ilişki kurulmasını sağlayacak.
En başta yalnızca 6 ay boyunca kalmak niyetinde olmama rağmen, bir senedir İstanbul'dayım. Sebeplerinden biri, bu ofisin sahip olduğu global perspektif. İstanbul ve New York'ta konumlanıyor olmalarına rağmen, mimarlığı, bir küresel yerleştirme çabası olarak görüyorlar. Mimarlığın ne olduğuna dair verilebilecek cevaplara açıklar. Mimarlık pratiğinin hızlı bir devinimle değiştiği bir zamanda olduğumuzu göz önünde bulundurursak, GAD'ın yüzünü geleceğe dönmüş bir ofis olması çok önemli. Bence bu ofisin en iyi ve en heyecan verici tarafı, formasyonlara, farklı ülkelerden insanların yapacağı katkıya ve gireceği etkileşime karşı çok açık görüşlü bir yapıya sahip olması. Kişisel görüşüme göre, günümüzde mimarlık pratiğinde ‘olması' gereken şey bu; benim izleyeceğim ilkeler de bunlar olurdu. Burada geçirdiğim zaman boyunca, benim onlardan ne öğrenebileceğimi ve onlara ne öğretebileceğimi görmeye çalışıyorum.