Gökhan New York'tan geldiğinden beri, yani iki yıldır burada çalışıyorum. Şu an Gümüşlük, Borusan ve Hillside projeleriyle uğraşıyorum. GAD Architecture'dan önce çalıştığım yerler arasında Tekeli-Sisa Mimarlık Ortaklığı, Tabanlıoğlu Mimarlık, Turgut Alton Mimarlık gibi Türkiye'nin önde gelen büroları vardı. Çalıştığım bütün ofislere kendi araştırmalarım ve bilgilenmelerim sonucunda başvurdum ve çalışmaya başladım. Elbette hepsi ayrı deneyimlerdi. Fakat Gökhan Avcıoğlu'yla çalışmak uzun bir süreden beri aklımda vardı, hatta iş başvurusunda bulunmak için New York'tan dönmesini bekliyordum. Zaten ilan üzerine değil, doğrudan Gökhan ile temasa geçerek çalışma isteğimi belirtmiştim. Hala da, burada olmaktan çok mutluyum. Bunun altında muhtemelen büronun tasarım anlayışının çok farklı olması yatıyor. Zaten bu farklılık projelere de yansıyor. Öncelikle çevreye çok duyarlı bir yaklaşım var; hepsi çok özgür, kendi ortamlarına göre özgün konu ve konseptleri olan projeler. Mimari dil ve biçimler de aynı özgür tavırla ortaya konuyor, hepsi varlık kazandığı noktaya ait olduğunu hissettiriyor.
Projeler tam bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkıyor. Bazen maketle, bazen buruşturulmuş bir kağıt parçasıyla bile yola çıkabiliyoruz. Başladığımız nokta çok baskın bir fikir üzerine ise, onun üzerinde herkesin geliştirme payı ile yol alıyoruz. Ama her aşamasında hem takım hem Gökhan birebir rol alıyor. Proje burada, her zaman, her anlamda farklılaşabilen, değişebilen ve gelişen bir hamur gibi.