Bahar Yılmaz

12 Kasım 2015

Bahar Yılmaz

Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden 2014 yılında mezun oldum. Bir yıldır İstanbul'da çalışıyorum. Cihan, okuldan ismini bildiğim bir arkadaştı. Yarışmalardan da takip ediyordum. İstanbul'a taşındıktan sonra yine yarışmayla ilgilenen başka ofislerde çalıştım. Ama bir şekilde yolumuz kesişir mi diye OfficePan hep  aklımda vardı. Sonra yakın bir zaman önce ilanlarını gördüm. O esnada çalıştığım ofisin projesi de bitmişti. Başvurdum ve buraya başladım. 

Şansım, yarışma ve uygulamayı birlikte çizen ofislerde çalışmak oldu. Başvuru yaparken de hep o tarz yerleri tercih ettim. O nedenle de çalışırken uyum içinde olan insanlardı. 

İzmir hep bir özlem olarak kalıyor. Mezun olmadan önce orada da kısa bir iş deneyimim oldu. Ama İstanbul'da çok daha profesyonel bir ortam var. Çok daha büyük projeleri görüyorsunuz. Size yardımı olacak çok daha büyük bağlantılarla karşılaşabiliyorsunuz. Zaten o açıdan isteyerek İstanbul'a yerleştim. 

OfficePan'a başladığım zaman TOKİ'nin uygulama projeleri vardı. Dolayısıyla onun tasarım kısmına çok dahil olamadım. Daha çok uygulama çizimlerine yardım ettim. Yarışmalarda ise şöyle bir süreç izliyoruz; bir kişinin daha boş vakti olursa o belgeleri indirip genel bir araştırma yapıyor. Şartnameyi,  programı okuyup bunları diğerlerinin de ulaşabileceği bir altlık haline getiriyor. Ekipteki herkes bu bilgileri aldıktan sonra herkesin kendi fikri oluşmuş oluyor. Bu da birkaç ayrı fikirle yarışmaya katılmanın önünü açıyor. Ondan sonra bu daha iyiymiş deyip onun üzerine yoğunlaşıyoruz. Tabi bu esnada yoğun bir araştırma süreci oluyor. O araştırmaları da hepimizin ulaşabileceği ortak bir yerde topluyoruz. Çizim kısmına geçildiği takdirde de işleri bölüşüyoruz. Sen maket yap, sen kesitlerle uğraş gibi bir durum var. 

Cihan ve Doğan, kendi işleri olduğu için ofisi daha sahiplenmiş ve daha çalışan konumundalar. Daha büyük ölçekli ofislerde bağlı olduğunuz bir proje yöneticisi vardır. Onun da üstünde başka biri vardır. Öyle olunca, aşağı doğru indikçe sahiplenme durumu zayıflamaya başlıyor. Biraz daha erken çıkalım, zaten benim işim değil diye düşünebiliyorsunuz. Mesela ben hiç mesaiye kalmıyorum ama onlar kendi işleri olduğu için her şeyi sahiplenmiş durumdalar. O bakımdan da örnek aldığım bir model. Ben de ileride böyle bir yola girersem, kendi ofisim olursa, neler yapmam lazım onları görmüş, öğrenmiş oluyorum.  


Uygulamaya Dönüşen Bir TOKİ Yarışma Hikayesi
Bağdat Caddesi'ndeki Dönüşüme İçeriden Bir Bakış
Ofisin iç yapısı ve işleyişi üzerine...
OfficePan'ı nasıl bilirsiniz?
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter : 1000