“İlk kazandığımız yarışma sonrasında istifa ettik”

13 Kasım 2015

Öncelikle nasıl bir araya geldiğinizi öğrenebilir miyiz?

Cihan Sevindik: Öğrencilik yıllarımızda yarışmaları takip eden ve katılan rakiplerdik. Birbirimizi isimlerimizden tanıyorduk. Ben ve Zeynep (Canan Aksu) İzmir'de okuduk, Doğan ise İstanbul'daydı. Okul bittikten sonra Bağdat Caddesi'ndeki bir ofiste yollarımız kesişti. Ofis dışında kalan vakitlerde Doğan'la yarışma projesi yapmaya karar verdik. İlk kazandığımız yarışma sonrasında istifa ettik ve 2012 yılında birlikte OfficePan'ı kurduk. 

Hangi yarışmaydı?

CS: Ödemiş Kent Meydanı Yarışması'nda ikinci olmuştuk. Ödülümüzü aldık ve ofisten ayrılalım dedik. Sonraki bütün yarışmaları kazanacağımızı düşünüyorduk (gülüyor). 

Doğan Türkkan: O yarışmaya gelene kadar da bir sürü yarışmaya girdik. Ofisten ayrılma isteği içimizde hep vardı. Ödülü veya niteliği hiç fark etmiyordu, kazanır kazanmaz çıkacaktık. İlkinde de hemen öyle bir fırsat oldu.

CS: Maddi olarak değil de, manevi olarak bu işi yapabildiğimize inanmayı sağlayacak bir düğüm noktasıydı o. Kendi ofisimizi kurabilmek için belli bir dönem home-office çalıştık. Tam o yarışmadan gelen para bittiğinde yeni bir yarışma kazandık. Rauf Denktaş Anıt Mezar Yarışması'nda üçüncü olduk. Sonrasında ofisi kurmamızın zamanı geldi dedik. 

O zamanki mekanınız neresiydi?

CS: 2012'den beri buradayız. Birlikte yarışma yaptığımız okuldan arkadaşım Mustafa (Kaan Özdoğan) ile kuruluşta beraberdik. Sonra o mimarlık hayatına farklı bir noktada devam etmek istedi. OfficePan'ı Doğan'la iki kişi sürdürmeye başladık. Arka arkaya yarışmalara katıldık, piyasada farklı yerlerde iş yaptık. 2014'te TOKİ'nin 7 İklim, 7 Bölge Yarışması'nda, birlikte iki birincilik aldığımız dönemde Zeynep de üçüncü ortak olarak aramıza katıldı. 

Peki OfficePan ismi nereden geliyor?

DT: Bir gece Cihan’la oturuyorduk. Bir yandan yarışma projesine hazırlanıyor, bir yandan da kurumsallaşmanın zamanı geldi diye fikir alışverişinde bulunuyorduk.

CS: Mitolojiye karşı da biraz ilgimiz var. 

DT: Tasarım süreci hep sancılı geçer. Sanki labirentin içerisindesinizdir ve tam çözdüm derken bir duvara toslarsınız. O duygular içerisinde konuşurken Pan’ın Labirenti'nden esinle bu ismi bulduk. 

CS: Kendi ofisini kuracak arkadaşlara buradan şunu söyleyebilirim, işin en zor kısmı isim bulmak (gülüyor). 

Doğan Bey, sizin bir de inşaat mühendisliği formasyonunuz var. Mimarlık ve mühendislik alanında çift ana dal yapmak nasıl bir deneyimdi?

DT: Aslında hayatım boyunca hep mimarlığa ilgi duydum. Bu meslekle uğraşan tanıdığım da vardı. Ne işle meşgul olacaklarını az çok biliyordum. Ama yerleştirme sınavında istediğim bölümle ilgili sıkıntı yaşayınca karşıma iki seçenek çıktı. Ya tekrar sınava hazırlanacaktım ya da üniversite içerisinde yan dal veya çift ana dal gibi program geçişleriyle mimarlık okuyacaktım. Şansıma inşaat mühendisliği de sevdiğim bir meslek oldu. Yani o düşünce altyapısı hoşuma gitti. Bir tanesi analitik düşünce altyapısıyla ilerliyor, gayet konvansiyonel, doğrular tek. Diğeri ise biraz daha lirik ifadeyle çeşitlenen, kurgulanan bir şey. İkisi mutlaka çatışıyordu. Ama öğrenciyken o konuda herhangi bir çatışma yaşamadım. Sonuçta inşaat mühendisliği sadece yapı mühendisliği demek değil. Baraj, demiryolu, ulaşım vb. projelerin de eğitimini alınca, binaya çok da odaklanılmadığını gördüm. Ama kattığı analitik düşünce altyapısı önemliydi. Özellikle günümüz mimarlığının programlanabilir olması ve sistematik düşünce altyapısıyla paralel ilerlemesi konusunda bana yardımcı oldu. Meslek olarak hiç inşaat mühendisliği yapmadım. Tabi yardımı dokundu, konstrüksiyon tasarımında muhakkak destek aldığımız bir disiplin.  

CS: Projelerde ön boyutları aşağı yukarı belirliyor. 

OfficePan ekibinin, mimar-inşaat mühendisi işbirliğini destekleyen PROSteel Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması'ndan da ödülle döndüğünü görüyoruz.

DT: Ben 2008 İnşaat Mühendisliği, 2009 Mimarlık mezunuyum. PROSteel yarışmasına da 2008'de katılmıştım.

CS: Biz de 2009'da katıldık. Rakip olduğumuz dönem.

Evet, ilginç paralellikler var.

DT: Zaten okul yıllarında birkaç tane öğrenci yarışması oluyor, onlarda da karşı karşıya geldiğimiz durumlar olmuştur muhakkak. Belki kolokyumlarda da denk gelmişizdir. Eğitimim sırasında şöyle bir şansım da oldu; okuduğum üniversitenin ikinci öğretim programında inşaat mühendisliği lisansı vardı. Mühendislikten akşamları ders alıyordum, gündüzleri de mimarlık eğitimine devam ediyordum. Sabah 9'da başlıyor, akşam 10'a kadar devam ediyordu. İki üç sene böyle oldu. Yaz okullarının da desteğini alarak tamamladım. 


Uygulamaya Dönüşen Bir TOKİ Yarışma Hikayesi
Bağdat Caddesi'ndeki Dönüşüme İçeriden Bir Bakış
Ofisin iç yapısı ve işleyişi üzerine...
OfficePan'ı nasıl bilirsiniz?
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :