“Bütün ölçeklere, tüm fikirlere, çalışma biçimlerine açık bir ofis burası”
02 Temmuz 2010
"Açıkofis" ismi nereden çıktı? İster istemez büro kavramını eleştiren bir tınısı var gibi geliyor kulağımıza…
Evren A: Ben kendime adıma şöyle algılamıştım bu ismi ve bu nedenle çok sevmiştim: Bütün ölçeklere, tüm fikirlere, çalışma biçimlerine açık bir ofis burası. Dar kalıplar içinde bakmamaya çalışan… Açık Radyo gibi aslında! "Dünyanın tüm seslerine…" (gülüyor)
Fatmagül A: Dediğin doğru; ben de öyle düşünmüştüm. Gerektiğinde bir grafiker ile de çalışabiliyoruz. Ya da bazen kafamıza bir şey takılıyor, açıp bir sosyolog arkadaşımıza da soruyoruz. Ekonomist birine de danışabiliyoruz. O anda ne gerekiyorsa –mesleğimiz ile çok alakalı gözükmese de- çağırıp burada konuşabiliyoruz. Çok da güzel oluyor.
Sizin daha önce bulunduğunuz bürolardaki tecrübelerinizden, izlenimlerinizden yola çıkarak, burada gerçekleşmesi yönünde aldığınız kararlar var mı?
Fatmagül A: Ben buradan Şevki Vanlı'yı gerçekten saygı ile anmak istiyorum. Şevki Vanlı'dan öğrendiğim bir şey varsa, budur. Hele ki biz o zaman yeni mezunuz, yani dünkü çocuğuz. Buna rağmen Şevki Bey her zaman bizi masa etrafına toplar ve fikir alırdı. Gerektiğinde de inisiyatif vermekten asla çekinmezdi. Ailemden de ben aslında öyle bir gelenek gördüm. Evren ile de burada bunu uygulamaya çalışıyoruz aslında. "Şurada bu sorumluluklar biter. Burada bunlar başlar" gibi bir yaptırımımız yok. Herkes her konuda düşündüğünü söyleyebilir burada.
Evren A: Benim mesela bir çalışan olarak edindiğim hayat tecrübesi, insan ne kadar mutlulukla iş yapar, ne kadar inisiyatif alırsa ve ne kadar kendi çalışma biçimini, takvimini ayarlama olanağına kavuşursa, o projeyi o kadar sahiplendiği yönünde… Sahiplendiğinizde mutlu oluyorsunuz; mutlu olursanız da iş iyi çıkıyor. Mutsuz olduğum ofislerde de bu ortamı bulamadığım için mutsuz oldum. Bir meslektaşıma, o herhangi biriymişçesine davranmak da, açıkçası çok yapabileceğim bir şey değil.
Bu, biraz da ofisin ölçeği ile ilgili bir durum değil mi? Daha doğrusu, sizin ölçeğinize dair kararınızı da buradan okumak mümkün olabilir mi?
Evren A: Bu ne kadar doğru bilmiyorum; ama benim hissim ofisimizin küçük belki orta ölçekli kalacağı yönünde… Çünkü biz "hands-on" işin içinde olmayı tercih eden tipleriz. Mesela çizim yapmayı seviyoruz. Kapı kapı dolaşıp iş aramaktansa çizim yapmak daha çok hoşumuza gidiyor. İşin bu tarafları zaten bize mutluluk veriyor. Ama büyümek demek, tam da o mutluluk veren kısımları başkalarına ihale etmek demek! Bu da benim hayattan beklediğim şey değil! Ha, bu doğru mu? Belki de değil…
Fatmagül A: Bu saatten sonra başka bir ortak bulursak, herhalde onu da işin halkla ilişkilerine vakfederiz. (gülüyorlar)
Açık Ofis'in Öncesi ve 'Şimdi'si
Deneyimleri ve "Başa Çıkma" Yöntemleri
Mesleki Ortam ve Üretim Üzerine...
Mimarlık Dünyasında Kadın Olmak
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın