Çok sevilen Kadıköy'den yeni mekan Etiler'e...

02 Temmuz 2010

Peki hangi noktada beraber ilerleme kararını aldınız ve "Bir ofis kurmalıyız" dediniz?

Fatmagül A: Bu da çok güzel bir hikaye aslında. Kariyerinizde öyle bir noktaya geliyorsunuz ki, bir ofise tabi çalışmak artık zor geliyor. Zaten mimarlık da meslek olarak sizi, kendi işinizi yapmaya iter. En azından ben öyle düşünüyorum. İkimiz de bir yerlerden kopup kendi başımıza iş yapmayı düşündüğümüz bu noktada, meğerse aynı arayış içerisindeymişiz. Bir gün Evren, beni aradı.

Evren A: Evet, Fatmagül'ü aradım. Benden bir yerlerden bir teklif istediler.

Fatmagül A: Çok da güzel bir teklif!

Evren A: Çok da zevkli bir proje idi. Bir marina projesiydi. Bu arada bunlar olurken yıl, 2002 – 2003.

Fatmagül A: Tam da kriz dönemi! Gerçekten çok zor oldu. Mimarlar için özellikle zor olmuştu.

Evren A: Ben de Fatmagül'e "Projeyi gel beraber yapalım" dedim. Tabi olur, olmaz diyoruz; bir yandan da ikimizin de , başka ofislerin içinden yürüttüğü ve çok yoğun projeler var. Allem kalem ederken bir şekilde o projeyi de yapamadık. Ama ne oldu? İlk defa Fatmagül'le birlikte çalışmaya dair bir fikir jimnastiği yapmış olduk. Ben ilk defa Kadıköy'e geçtim. Mesela…

Fatmagül A: Evren'i Bağdat Caddesi ile tanıştırdık. (gülüyorlar)



Evren A: Yön bulma duygum felaket olduğu için, Kadıköy'e tek başıma gidip araba ile bir yerleri bulmaya çalışıyorum. Çok komikti! Stadyumu arabamla tavaf ediyorum, bir yandan da ağlıyorum. Fatmagül telefonda "Geliyorum oraya" diyor. Meğerse Bağdat Caddesi üzerindeymişim! Neyse, sonuç olarak bu "mikrop", bir kere ikimize de bulaştı.

Fatmagül A: Ama biz o noktaya kadar "Başka insanlara verilmiş sözlerimiz, sorumluluklarımız var" diye, iş ahlakı ile kendimize ket vurmaya çalışıyoruz. Ama diğer yandan da aklımızın bir köşesinden geçiyor. Sonra hemen arkasından çok ufak bir iş teklifi geldi. Konsept projesi gibi bir şey… Yine de bir şekilde, "Şansımızı deneyelim" diye başladık. Başlayış o başlayış…

Evren A: Evet, biz bir şekilde işe koyulduk ve hatta müellifi olacağımız büyücek bir iş aldık. Gerçi o projeyi de tuhaf bir şekilde yaptılar; dolayısıyla tam onun da müellifi olamadık ama, neyse… Biz projeyi çizdik ettik. Ama öyle bir an geldi ki, bizim ertesi gün sözleşme yapmamız lazım. Ama ortada "tüzel" bir kişilik yok. Biz bir an birbirimize baktık. "Şirket kurmamız lazım! Kaşemiz yok!" diyerek koşturmaya başladık. Kadıköy'ü işte bu yüzden çok seviyoruz. Orada bir gün içerisinde şirket kurabiliyorsunuz!

İmzalar atıldıktan sonrası sizin için nasıldı?

Evren A: Vallahi harikaydı! Şirketi kurduk, imzaları attık ve ardından Kadıköy'de çok sevdiğimiz bir kahvecide kutlama yaptık. Çok ama çok heyecan verici ve güzel bir andı.


Açık Ofis'in Öncesi ve 'Şimdi'si
Deneyimleri ve "Başa Çıkma" Yöntemleri
Mesleki Ortam ve Üretim Üzerine...
Mimarlık Dünyasında Kadın Olmak
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :