“İnsan her şeyi kendi başına yapmaya çalışır, bu konuda diretirse delirir!”
02 Temmuz 2010
Birbirinizi kırmamayı nasıl sağlıyorsunuz? Yani arkadaşlığınızın ortaklığınızı hırpalayıcı değil destekleyici olmasını nasıl sağlıyorsunuz?
Evren A: Bence birbirimizin kişiliğine olduğu kadar tasarımcı kimliğine de saygımız var. Ben bazen –kafama yatmasa bile- "Fatmagül'ün bir bildiği vardır" diyebiliyorum. "Bu, tamam, böyle olsun. Benim görmediğim bir şeyi görebilmiştir" diye düşünüyorum. Zaten insan her şeyi kendi başına yapmaya çalışır, bu konuda diretirse delirir! Mimarlık öyle bir iş… İşleri aramızda bölüşmek de akıl sağlığı açısından çok iyi oluyor. Birimiz bir işi yapmaya başladıysa diğeri onu unutuyor. Öylesi kontrol delisi tipler zaten değiliz; ayrıca birbirimize karşı güven sahibiz.
Fatmagül A: Kurtlanmıyoruz yani… Yapıyorsa yapıyordur. Evren gelip de "Ablacım olmamış bu" diyorsa, olmamıştır yani! Bana o anda ne kadar "olmuş" gibi gözükse de, projeye dönüp bir daha bakarım.
Evren A: Fatmagül'ün içine bir şey sinmiyorsa, benim içime de sinmiyor. Gerçekten çok güçlü bir şekilde inanıyor da olabilir yaptığım şeye… Ama Fatmagül bir eleştiri getirirse, sırf ikisini yan yana koyup görebilmek için onu da çiziyorum. Bu çok da acayip bir şey! Evet, "Lanet olsun!" diyorum ama yine de çiziyorum. Çünkü rahat etmiyorum!
Fatmagül A: Zaten bugüne kadar ki en büyük tartışmamız neydi?
Evren A: Dünyanın en saçma şeyi! Proje üzerinden bir kere çok sert bir tartışma yaşadık.
Fatmagül A: Çok sert de değil de… "Ne demek istiyorsun?" "İşte, onu demek istiyorum" gibiydi. Havada kalemler falan uçuşmadı.
Evren A: Çok yorulduğumuz bir zamandı. Bir projenin çok kısa zamanda uygulama projesini çizmemiz gerekiyordu.
Fatmagül A: 5 bin metrekare diye başlattılar, 15 bin metrekare oldu o…
Evren A: Fizan'daki bir parapet detayı… Cephe kaplaması beş santim çıkıyormuş da bilmem neymiş… Şimdi hani deseler "Bunun için tartışma çıkacak" diye, "Neyse ne! Geç gitsin!" derim. Ve şimdi o bina… (gülüyorlar) Acayip acayip ekler yaptılar uygulama aşamasında; baya tuhaf bir şey oldu. Tanıyamıyoruz bile binayı.
Hangi projeden bahsediyoruz bu arada? İsim verebilir misiniz?
Evren A: Playdrome spor kompleksi…
Ne kadar zaman geçti bu projenin üzerinden?
Fatmagül A: Proje başladı; ortasında bir yerlerde tamamen kafalarına göre bir takım değişiklikler yapmışlar. Sonra çağırıp onay projeleri için yine bir set pafta hazırlanacağını ve bunları imzalamamız gerektiğini söylediklerinde, biz de gayet net bir şekilde "Biz kendi kontrolümüzde olmayan ve çizmediğimiz her hangi bir şeyin altına imzamızı atmayız" dedik ve olaydan çekildik. Ki insan yapmadığı şeylerden ötürü gurur duyar mı? Evet, ben duyuyorum.
Evren A: Bazen yapmadığınız şeyler sayesinde de kendinizi çok iyi hissedebiliyorsunuz.
İşkolik misiniz?
Evren A: Evet!
Fatmagül A: Evet! (gülüyorlar)
Açık Ofis'in Öncesi ve 'Şimdi'si
Deneyimleri ve "Başa Çıkma" Yöntemleri
Mesleki Ortam ve Üretim Üzerine...
Mimarlık Dünyasında Kadın Olmak
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın