Tartışma konusu; halkı radikalizmden uzaklaştırmak!

01 Nisan 2009

Mike Davis, Gecekondu Gezegeni'nde STK'ların, üçüncü dünya ülkelerinde gecekondu sorununu çözmek için üretilen politikalara ve bunların sonucunda bölge insanının yerinden edilmesine, bir anlamda halkı radikalizmden uzaklaştırarak istemeden de olsa destek olduğunu savunuyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Bu çok tartıştığımız, zaman zaman yaptıklarımız nedeniyle revizyonizm ile suçlandığımız bir konu. Örneğin Dayanışmacı Atölye olarak mahalle dernekleri, meslek odaları, üniversiteler, profesyoneller vs ile birlikte kurguladığımız Gülsuyu Gülensu çalışmamızda "ne barikat ne yıkım, başka bir dünya mümkün" sloganıyla hareket etmiş ve bu sloganla radikalizmi törpülediğimiz yönünde eleştiriler almıştık. Alternatif bir süreç geliştirmemiz, belediye ile müzakere altlığı oluşturmak olarak algılanmış, ciddi suçlamalarla yüzleşmek durumunda kalmıştık.

Burada bizim tavrımız net. Dayanışma amacıyla gittiğimiz mahalleler genelde bizi davet eder. Yani, mahalleye gidip de biz zorla düşüncelerimizi dayatmayız. İlk söylediklerimiz, kendileri dışında kimseye güvenemeyecekleri, çözümün kendi örgütlülüklerinde ve birlikte davranabilmelerinde olduğu, bizim de hiçbir zaman onlar adına/yerine konuşma / karar alma niyetimizin olmadığıdır. Dayanışma adına çağrıldığımız bir yerde dayanışmanın olmadığını düşünürsek, zaten orada sürekli bir ilişki kurmayız. Yani örgütlenmek, dayanışmak, birlikte hareket etmek mahallenin kendi işidir. Mahalle buna niyetliyse ve bizlerle karşılıklı öğrenmeye yönelik bir dayanışma içine girmeye karar verirse, biz de onlarla birlikte bir yol yürümeye çabalarız. Bu koşullarda hareket ettiği sürece de bu birlikteliğin vereceği kararlara saygı duyarız. Koşullar değişir ve aynı yolu yürüyemeyeceğimize kanaat getirirsek, beni bu işlere sürükleyen Özgür Temiz dostumun dediği gibi "herkesin gönlüne göre pazar" dileyip o yoldan ayrılırız. O yol içinde ilerlerken ve bütün koşullar yerine getirilirken, mahalledeki oluşuma yönelik revizyonist eleştirilerini de olabildiğince göğsümüzde yumuşatıp bir yoksul çocuğu daha mutlu edecek pas haline getirmenin telaşını yaşarız!
 
Bu mahallelerde süt bulamadığı için ölen çocuklar var… Dolayısıyla, kimse zayıflayan barikatının hesabını bize sormaya kalkmasın! Zaten öyle bir etkimiz de yok. Öz örgütlülüğe inanan bir grup olarak, mahallelerin, barınma hakları kadar, kendi geleceklerini hayal etme ve bunun için mücadele etme haklarını da savunuyoruz, hepsi bu…


Besime Şen ile...
Asuman Türkün ile...
Murat Cemal Yalçıntan ile...
Erbatur Çavuşoğlu'nun kaleminden...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :