Bir ayakkabı tasarlama süreci nasıldır? İlk olarak göz önüne aldığınız şey nedir?Kalıp. Kalıp dediğimiz, bir ayakkabıyı ortaya çıkarmak için kullandığımız, plastik ve ayak şeklindeki malzemeler… Bunun şekli ne ise, kalıp ne kadar sağlamsa –aynen bir binada olduğu gibi, temel ne kadar sağlamsa, ayakkabı da o kadar iyi çıkar.
O kalıpları da siz mi yapıyorsunuz?
Hayır, ben yapmıyorum ama kalıpçılardan seçiyorum. Ama bizzat ölçülerini vererek de yaptırabiliyorum; "Önünün genişliği şu olsun", "Pont yüksekliği bu olsun" diyerek müdahale edebiliyorum. Ama genellikle çok rahat formları seçip, bunun üzerinde bol bol model ve renk çalışmaya gayret ediyorum.
Ayakkabı kalıplarını nasıl tanımlarsınız? Kullanacağınız modele ilişkin nitelikler içeriyorlar mı? Yoksa insanların ayak tiplerine göre mi seçiliyorlar?
Aslında Nr. 39'un tarzına göre seçiyoruz. Mesela bizdeki kalıplar, biraz daha kısa burunlu ve yuvarlak hatlı kalıplar. Belki yüksek pontlu ama… Mesela dışarıda iki Nr. 39 müşterisi karşı karşıya geldiğinde, birbirlerinin ayakkabısının Nr. 39 olduğunu anlayabiliyorlar. Bu, tam olarak da işin formuna, yani kalıba bağlı bir şey.
Siz bu forma nasıl ulaştınız?
Bunu bilemiyorum, tanımlayamıyorum. Oturup yaptım çünkü yapmak istiyordum; sevdiğim bir işti. Ama nasıl tanımlardım, bilemiyorum. İnsanın içinden gelen bir şeydir bu aslında. Herkesin bir tarzı, bir tavrı vardır. Yapmadan da göremezsiniz onun nasıl olduğunu… Benim için böyle oldu en azından. Ben biraz daha farklı ayakkabılar yapmak istedim ve düşünürken daha farklı şeyler ortaya çıktı. Bu, bilinçaltı mıdır acaba? Başka tasarımcılara da sormak lazım… Ama tam olarak bu yüzden tatminsizlik duygusu baş gösteriyor. Tüm tasarımcılarda olan bir hissiyat bu. Bir yandan insanı üretken kılan bir şey, ama diğer yandan da hiçbir zaman tam olarak zihninizdeki şeyi ifade edememenin verdiği huzursuzluk var.