“Hiçbir yönteme körü körüne sadakatimiz yok ya da hiçbirini körü körüne reddetmiyoruz”

16 Kasım 2018

Ofisin isminde (Aslihan Demirtas Architecture, Design & Research Studio) mimarlık ve tasarımın yanında, araştırmayla da ilgili bir pratik olduğunuzu vurguluyorsun. 

Evet bir de KHORA var, Ali Cindoruk’la birlikte ürettiğimiz. Yelpazemizi basit bir şekilde anlatacak birkaç projeden bahsedeyim. Benim buraya gelmeme vesile olan Karahayıt’taki su yurdu projesi bir termal tesisti. Akabinde Halep Pasajı’nda bir çalışmamız oldu. Bu pasaj, “Atlas Pasajı’nın karşısındaki pasaj” diye adlandırılmaktan çok muzdaripti. Halbuki çok enteresan bir tarihe sahip. Beyoğlu Sineması ve Ferhan Şensoy’un muazzam tiyatrosu burada. Sakin bir binaya girip, içinde sihirli mekanlar bulduğunuz bir yer. Biz projeyi hazırlarken bir yönetim değişikliği oldu. En büyük kaygımız, binanın yıkılıp yenisinin yapılmasıydı. Bir süre bunu takip ettik. Sonuçta pasaj yönetimi hiçbir şey yapmamaya karar verdi.

Halep Pasajı için hazırlanan öneri

Çok fazla taraf mı vardı?

Evet, oldukça enteresan bir ekipti. En son yapıyı yıkmak yerine güçlendirmeyi tercih ettiklerini, dolayısıyla mimari güzelleştirme yerine strüktürel güçlendirme yapmaya karar verdiklerini söylediler. Biz de bunu sevinç ve saygıyla karşıladık.

Son zamanlarda yaptığımız projelerden birisi de Eyüp Belediyesi’nin davetiyle katıldığımız planlama işi. Eyüp Sultan'ın stratejik planlama charrette’ine katılıp, bölgenin nasıl ele alınması gerektiğine dair birtakım çalışmalar yaptık.

Kamusal alanla ilgili çalışmalarınızdan ötürü mü davet edildiniz?

Evet, Asu Aksoy’la Yedikule Bostanları’ndan tanışıyoruz. Bu charrette’in öncesinde, yaptıkları bir alan yönetimi planının içerisinde örnek proje olarak durması için Eyüp’te bir çocuk parkı tasarlamak üzere bizi davet etti. Mülkiyeti veya ayrılmış bir bütçesi olmayan, Eyüp’te yapılabilecek müdahalelerin ne şekilde olabileceğine dair fiktif bir projeydi. Eyüp ruhani bir mekan ve bence İstanbul’un en nadide yerlerinden birisi. Eyüp kabristanı hem topografik hem de tarihi anlamda çok kıymetli bir yer.

Pierre Loti Tepesi’ndeki mezarlık, değil mi?

Evet, aslında bizim mezar tasarımlarımız da var (gülüyor). ODTÜ’nün kurucusu Kemal Kurdaş’ın anıt mezarının ardından bir de aile mezarı tasarladık. Yani yelpazemiz oldukça geniş. Uşak Belediyesi için bir cami çalıştık. Sonra o caminin de içerisinde yer aldığı proje iptal olduğu için rafa kalktı. Edremit’te Kazdağları’nın tam dibinde, Hacıaslanlar köyünde küçük bir ev projemiz var. Onu çiftliğin sahipleri ve evde oturacak kişiler bizzat inşa ediyor. Bu değişik bir yöntem izlediğimiz bir proje.

Kemal Kurdaş anıt mezarı için açılan yarışmada mansiyona değer görülen proje önerisi

Ofis olarak farklı tipoloji ve disiplinlerin dışında, sıkıştırılmış toprak, dokuma, robotik üretim gibi çok farklı yöntemler de deniyorsunuz.

Hiçbir yönteme körü körüne sadakatimiz yok ya da hiçbirini körü körüne reddetmiyoruz. Teknoloji dediğimiz kelimeyi çok eski anlamıyla, ‘techne’ yani ‘yapma’ olarak ele alıyoruz. Çünkü her projede farklı parametrelerimiz oluyor. Dolayısıyla hem malzeme ve malzemenin üretim yöntemleri, mekanın ve detayların üretim yöntemleri, hem de tasarımın üretim yöntemleri konusunda kafa yoruyoruz.

Dhoku ile yaptığımız kilim projesinde, dokuyucularla eş müellifliğin koşullarını oluşturabilmek ve başka ifadelere alan açmak için kilimi sadece yazılı talimatlarla üretmelerini istedik. Tasarımı her noktasına kadar belli olacak şekilde tanımlamaksızın, ana hatlarıyla üreticiye tarif edip, o tarif üzerinden son işi yapmasını sağladık. Kolektif üretimin içerisinde, tasarımcının kendi tahayyüllerinin yanı sıra onu üreten zanaatkarın ifadesini de içermesi bizim için çok önemli.


;
Knit Wall, SALT Beyoğlu

Bunu farklı projelerimizde deniyoruz. Mesela Kazdağları’ndaki ev projesinde profesyonel bir müteahhit ya da inşaatçı yok. O zaman yapım tekniklerini de ona göre düşünmeniz, ustalaşmış kişilerin olmadığı bir duruma göre tasarım yapmanız gerekiyor. İki boyutlu çizimler, kesitler, planlar profesyonel ifade teknikleri. Bunu müteahhit anlayabiliyor ama işverenim anlamayacaktı. SketchUp’ta lavabo ve musluğa kadar her şeyi modelledik. Sonra işverenimizi ofise davet edip SketchUp’ta ölçü almayı, çizime bakabilmeyi öğrettik. Dolayısıyla bilgisayarında üzerinden her türlü ölçüyü alabileceği, bütün malzemelerin tanımlanmış olduğu küçük bir model var. O üç boyutlu modelden ölçe ölçe bugüne kadar geldi. Şu anda çatı kapandı, bir iki haftaya kaba inşaat bitmiş olacak. Yavaş ve kıymetli bir deneyim oldu.


Kurucu Aslıhan Demirtaş ile...
Tasarım Ekibi ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :