Tepeden inme bir durumun yanı sıra eğitimden de bahsettik. Biraz tepeden inme, ama biraz da eğitim ile ilişkili bir opsiyon olarak aklıma yerel yönetimleri geliyor. Yerel yönetimlerin düzenledikleri yönetmelikler ve koydukları kurallar sayesinde böyle bir yapı üretimi prensibinin yaygınlaşmasını bir olanak olarak görüyor musunuz? Veya böyle bir durum söz konusu olursa, onlara angaje olarak birtakım projeler üretmek ister miydiniz?
And: Olabilse ne güzel olur ama yerel yönetimlerden ziyade, bu işin doğruluğunu kavramış kişileri daha yakın görüyorum.
Müteahhit firmalardan mı bahsediyorsunuz?
And: Büyük müteahhitlik firmaları ile pek çok görüşmemiz oldu. O toplantıların bir kısmının da ortasında kalkıp gitmem gerekti. Çünkü konu ister istemez, rant odaklı ve kısa vadeli bir noktaya varıyor. Aynı endişe onlarda da var: "İki yıl sonra, şu anki dev şirketimiz ne olacağını bilemiyorum" deniliyor.
Mehmet: Bahsettiğim ekonomik istikrar da bu. Eğer ekonomik istikrar olursa, insanlar önlerindeki 15-20 yılı görebilirlerse, o zaman ekolojik yaşam alanlarına daha çok ihtiyaç olmaya başlayacak. Ya da en azından uzun vadeli düşünmeyi öğrenecekler. Ama şu anda böyle bir durum söz konusu değil. And o anlamda haklı…
Peki sizin bütün bu süreç içerisinde aktör olarak yapmayı planladığınız şeyler nedir? Sistemi nasıl dönüştürmeye çalışacaksınız?
Mehmet: Biz kendi boyutumuzda, örneğin "Ada Art" adlı kuruluşun çatısı altında insanları bilgilendireceğiz. "Binanızı kendiniz bile yapabilirsiniz" demek istiyoruz aslında. "Bulunduğunuz yerin malzemelerini kullanın, evinizi kendiniz yapın ve sağlıklı yaşayın." Bunu söylemek bizim çapımızda yeterli demeyeceğim, çünkü And sempozyumlarda ve yazdığı makalelerde de bunu aktarıyor. Bunun dışında, daha büyük işler yapmak siyasete girmenizi ya da siyasete yakın bir akrabanızın olmasını gerektiriyor. Ama sonuçta biz mimarız ve yapabileceklerimiz şimdilik bu kadar.
Tabi burada YEM gibi kuruluşlar da çok önemli bir role sahip. Gelip bizimler röportaj yapmanız bu nedenle bizim açımızdan çok önemli… Bu yazı bir yerlerde yayımlanıyor ve birileri tarafından okunuyor. Geçenlerde İstanbul Post'tan bir arkadaş röportaja geldi ve fikirlerimiz orada da yer aldı. Bunlar ufak şeyler gibi gözükse de, her şey ufaktan başlar.
And: Bu tür etkinlikler, sempozyum ve toplantılar giderek artıyor. Eskişehir, İzmir bu konuda aktif kentler. Doğrudan ve yalnızca bu sayede ne tür yeni oluşumlar belirdiğini takip etmek çok mümkün değil. Fakat haberdar olmak, bir yerde bir şeyler gerçekleştirildiğini hissetmenizi sağlıyor.