Peki büyük yapı projeleri, büyük ölçekli ve ticari odaklı binalar, bütün bunlar da sizce dönüştürülmesi istenen sisteme angaje olan üretimler haline getirilebilir mi? Bu anlamda ümitli misiniz? Ya da bunların yapılabildiği coğrafyalar nerelerdir?
And: Bu anıtsal yapıların, devasa binaların doğru çözüm olmadığı kanaatindeyim.
Dolayısıyla bir anlamda bunların tasfiye edilmesini mi öngörüyorsunuz?
And: Bana göre doğru olan, yerleşirken yayılmak. En fazla 3-4 katlı yapılar yapılmalı, daha fazla değil. İstediğimiz kadar yapılaşabileceğimiz yer var. Yükselmek hem tüketilen enerji açısından son derece yanlış hem de bu konuda yapılan araştırmalar, insan psikolojisinin beşinci kattan itibaren olumsuz yönde etkilendiğini gösteriyor. Dolayısıyla bunun doğru bir yol olmadığını düşünüyorum.
Peki bu ölçeklerde proje yapmayı ret mi ediyorsunuz? Bundan sonrası için bu yöndeki yaklaşımınız nedir?
Mehmet: Sonuçta ortada bir talep var ve bunun ne kadar doğru ya da yanlış olduğu tartışılamaz. Benim düşüncem, bu talebi doğru inandığımız şekilde yerine getirmek yönünde. Sonuçta şu anda Isparta'da yürütmekte olduğumuz proje de yüksek katlı bir projedir. Ama bunu "Nasıl en iyi, en doğal ve bizim felsefemize en uygun şekilde yapabiliriz?" sorusundan hareket etmek ve bunu uygulamak da hedeflerimizden biri. Basit bir örnek vermek gerekirse, bir binada enerji tasarrufu sağlamak, bizim için bir başarıdır. Yapının duvarlarını doğal malzemeden, kerpiç ya da ahşaptan inşa etmek üzere müşteriyi ikna edebiliyorsak, o da bir başarı… Yani her şeyi reddetmek yanlış. Bu nedenle her projeye evet deyip, doğru şekilde nasıl yapılabileceği üzerine kafa yormak gerekir.
And: O soruna çözüm katkısında bulunmuyorsak, o zaman sorunun bir parçasıyız zaten. Şayet bir bina kışın, yalnızca kullanılan yapı malzemeleri sayesinde kendi kendine ısınabiliyor, yazın ise kendi kendine serin kalabiliyorsa, yani doğru yerde ısıyı depolayan ve doğru yerde ısıyı yalıtan malzeme kullanılabiliyorsa, bu başarıdır. Kaldı ki bu, bir apartmanın yirminci katında da mümkün! Talep buysa ve bu değiştiremeyeceğimiz bir gerçekse, en azından o yirminci kattaki malzemeler aracılığı ile yazın serinleme amaçlı klima kullanımını önleyebilir ya da çok aza indirgeyebiliriz. %100 çözüm olmasa bile, erişebileceğimiz ne ise tam olarak da onu yapmakla yükümlüyüz.
Mehmet: Şu anda üzerinde çalıştığımız konulardan biri de, şehir merkezlerindeki mevcut binaları nasıl daha sağlıklı hale getirebileceğimiz meselesi…
Yani yenileme çalışmalarından bahsediyorsunuz.
Mehmet: Yenileme, elbette… Ama daha genel anlamı ile mevcutta yaşadığımız tüm ortamları nasıl daha sağlıklı hale getirebileceğimiz üzerine yoğunlaştık son dönemde.
Size gelen proje talepleri mi oldu, yoksa siz mi işverenleri yönlendiriyorsunuz?
And: Daha çok danışmanlık türünde işler yapıyoruz. Arnavutköy'de ahşap bir evin restorasyonunu tamamladık. Proje, Arnavutköy sırtlarında konumlanan ve harap vaziyetteki ahşap bir evin restorasyonu ve tadilatıydı. Binanın katı, eni belli idi ve değiştiremeyeceğimiz farklı unsurlar da vardı. Biz de projeye, kendi sağlıklılaştırma kriterlerimizi mümkün olduğunca entegre etmeye çalıştık.
Öte yandan Anadoluhisarı'ndaki bir ahşap evin restorasyonu da şu an gündemimizde. Bina neredeyse yıkılmak üzere…
Dolayısıyla restorasyon da sizin için verimli bir opsiyon…
And: Tabi, özellikle son bahsettiğimiz yapının yeniden yapılması gerekiyor ve ahşap karkas proje yapabilen mimar sayısı az. Ne de olsa üniversitelerde artık böyle bir eğitim pek verilmiyor.
Sonuçta böyle bir uzmanlık da sunuyorsunuz müşterilere…
And: Bugüne kadar hayatımda betonarme bina projesi çizmedim! Sen çok çizdin! (Şenol'a bakarak gülüyor) Sadece ahşap karkas projeler tasarladım ve restorasyonlar yaptım. Dolayısıyla o ahşap yapının yeniden yapılması hususuna, ahşabın seçiminden başlayarak yaklaşacağız.