AGFE: "Yıkımlar Durdurulmalı"

mimarizm.com / Filiz YAVUZ / 14 Ekim 2009
Birleşmiş Milletler (BM)-HABITAT Genel Başkanlığı'na bağlı, "Zorla Tahliyeler konusunda Danışmanlar Kurulu" (AGFE), Türkiye'de barınma hakkını koruma altına alacak uygun çözümler bulunana kadar, zorla tahliyelerin ve yıkımların durdurulması istedi.


Geçtiğimiz Haziran ayındaki İstanbul ziyaretinden sonra, İstanbul'daki zorla tahliyeler hakkında hazırladığı raporu BM'ye de sunan AGFE heyeti, Sulukule Atölyesi'nde bugün (14 Ekim 2009)gerçekleştirilen basın açıklamasıyla raporun içeriğini kamuoyu ile paylaştı.

Raporun, BM Teknik Komitesi tarafından kabul edilmiş ilk rapor olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan AGFE Başkanı Prof. Yves Cabannes, çalışmanın İstanbul'daki zorla tahliyelerin bağlamını ortaya koyduğunu ve TOKİ ile belediyelerin tahliyelerdeki rolüne değindiğini belirtti.

"İstanbul'da zorla tahliyeler yapılmaktadır"

Cabannes, raporda yer alan en önemli bulgunun, "İstanbul'da zorla tahliyelerin gerçekleştirildiği" olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:

"Türkiye hükümetinin, 1996 yılında imzalanan Habitat gündemine uymadığını gördük. Burada yapılanlar ülke hukukuna uygun, fakat insan haklarına aykırı. İstanbul'daki modernleşme süreci, UNESCO ve AİHM'in olmasını istediği modernleşme sürecine aykırı. Bu süreç insanların yaşadıkları yerlerden edilmesiyle sonuçlanıyor. Dolayısıyla ulusal barında konusundaki hukuki standartlar Avrupa standartlarına yükseltilmeli."  

Öneriler

Yerinde iyileştirmenin mümkün olduğunun altını çizen Cabannes, tahliyelerin boyutunu ve ziyaretin kısalığını göz önüne alarak BM'e daha geniş çaplı bir araştırma yapmayı önerdiklerini söyleyerek, raporda yer alan on beş öneriden acilen uygulanması gerekenleri şöyle sıraladı:

"İlk olarak, Türkiye'de barınma hakkını koruma altına alacak uygun çözümler bulunana kadar, zorla tahliyelerin ve yıkımların durdurulmasını ve büyük oranda görünmez olan zorla tahliye ve yıkım sürecinin görünür kılınmasını öneriyoruz."

Ayrıca Cabannes, TOKİ'ye geniş yetkiler tanıyan 5366 ve 5393 sayılı yasaların değiştirilmesi gerektiğini dile getirerek, bu yasaların yolunu açtığı kentsel dönüşüm projeleri aracılığıyla Romanlar, Kürtler gibi etnik azınlıkları ve kiracıları hedef alan yıkımların öncelikli olarak durdurulmasının önemini vurguladı.

"Sulukule yıkılmış olabilir, ama insanlar hala orada yaşıyor" diyen Cabannes, raporda sıralanan pek çok nedenden dolayı Sulukule'ye öncelik tanınması gerektiğini bildirdi.
 
"Bürokrasi yavaş, ama sizin probleminiz acil!"

AGFE İstanbul Misyonu Üyesi Arif Hasan ise "Biz raporu hazırladık, BM'ye teslim ettik, BM raporu kabul etti. Bürokrasi çok yavaş, ama sizin probleminiz acil" diye konuştu.
Böyle durumlarda birlikte etmenin önemine vurgu yapan Hasan, mahallenin kendisini belgelemesini; yani o mahalleye devletin yaptığı yatırımları, mahallelinin yaptığı yatırımları, o mahallenin tarihini, nerede kimlerin yaşadığını ve mahalledeki toprakların değerini kağıda dökmesini yapılması gereken işlerden biri olarak sayarak, ancak bunların görünür kılınması halinde devletin ve medyanın bu bölgelere dair algısının değişebileceğini belirtti.

Hasan, yıkım ve zorla tahliye sürecinde entelektüel insanların mahalleliyi yönlendirdiği takdirde olumlu sonuçlar alınacağını ifade ederek, "Eğer mahalleli sizi yönlendirirse kaybedersiniz!" dedi.

AGFE tarafından yazılan raporun özetini okumak için ilerleyiniz.


İlişkili Haberler
"Sulukule Yenileme Projesi'ne Hayır!"
İlişkili Haberler
Sulukule için hala bir umut olabilir mi?
İlişkili Haberler
Yenileme Projesinin Mimarları Projeyi Anlatıyor
İlişkili Haberler
"En çok İstanbulludan bile daha çok İstanbulluyuz"
İlişkili Haberler
İstanbul Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Başkanı Avukat Ömer Aykul ile Sulukule'deki "hukuk" üzerine
İlişkili Haberler
Dünya üzerindeki en eski roman yerleşimi; Sulukule
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :