Teknoloji kullanımının, 3D teknolojilerinin ofise girişi de eminim sizin döneminizde gerçekleşti…
Değil aslında… Babam çok uzun yıllar bilgisayara elini bile sürmemesine karşın 1990'lı yılların başında büromuza bilgisayar girdi. İlk bilgisayar sistemini kuran, ilk plotter kullanan ofislerden birisiyiz.
Çok ilginç, 1990 Türkiye için gerçekten oldukça erken bir tarih…
Evet, ta 1991'de Bahçeşehir toplu konut projeleri hazırlanırken bilgisayar kullanıyorduk. Babamın o dönemde bilgisayara olan kişisel uzaklığına karşın çok öncü bir büroyuz. Bu arada kendisi yakın bir geçmişte bilgisayar kullanmayı öğrendi ve kısa zamanda bayağı sıkı bir kullanıcı oldu. Yani teknolojiyle hep iç içeydik. Babamın çok düzenli ve arşivci bir tarzı vardır. Bu hem detaycı kişiliğinden kaynaklanan, hem de mesleğin pekiştirdiği bir konu... Mimar olan amcamda da bu titizlik vardır. Ben de babamın başlattığı arşivi iyice sistematik bir hale soktum. Bilgi yönetimi anlamında, verilerin sistematik olarak saklanması, kategorize edilmesi, istendiği anda ulaşılması konusunda bayağı kafa yordum. Güzel de bir düzen oturttuk.
İnternet sitesi konusunda da, bilgisayar kullanımı gibi, öncü firmalardan biriyiz. Neredeyse hiçbir büronun internet sitesinin olmadığı bir dönemde, 2001'de Manço Mimarlık internet sitesini kurduk. Tarihçemizi, etkinliklerimizi belgelemek, belgelediklerimize her yerden erişebilmek adına web tasarımcısı arkadaşlarımla çok kafa yorarak, yalın ama çok işlevsel bir internet sitesi oluşturduk. Son versiyonunu 2009'dan bu yana sürekli içeriğini güncelleyerek kullanıyoruz.
Yani belgelediklerinizi erişime de açıyorsunuz.
Çok dışarıya açık, erişilebilir bir büro olduğumuzu düşünüyorum. Belki 50.000 kişi internet sitemizi tıklamıştır ama onun % 99'u ana sayfaya bakıp çıkmıştır. Ama geriye kalan %1 gerçekten ilgileniyorsa, bizimle ilgili birçok bilgiye erişebiliyor. Yalnızca proje bilgilerinden söz etmiyorum, onlar her ofisin sitesinde mevcut ama biz, yayımlanmış söyleşi metinlerinden tutun da verdiğimiz konferansların videolarına kadar hepsini paylaşıyoruz.
Medya bölümündeki yazıların yanındaki "indir" bağlantısına tıklayınca içerik pdf olarak açılıyor. "Haberler" de çok sık güncellediğimiz bir alan. Örneğin EKODesign gibi mesleki bir konferansa katıldık, projelerimizden birinde önemli bir aşama kaydettik, bir ödül aldık, vb, bu tip etkinliklerle ilgili duyurularımızı bu bölüme ekliyoruz. Bir de blogumuz var menüde butonu olan ama o en az eğilebildiğimiz alan...
Bir dönem Türkiye'nin tek, dünyanın da yalnızca birkaç çevre gazetesinden biri olan Yeşil Dünya'da gönüllü köşe yazarlığı yaptım. Aslında orada yazdığım yazıları yayımlamak için başlattık o blogu. Daha sonra Yapı Dergisi'ne de birkaç yazı yazdım. Zamanında babamın vermiş olduğu mesleki konferans metinlerini de paylaşmak istedik. Mikro-blog biçiminde, 3-5 satırlık şeyler yazmayı benimsemediğimden, her yazdığım makale düzeyinde olsun istedim ancak o kadar ciddi bir araştırmaya da zaman ayırmakta zorlanıyorum. Doğrusu ofisten babamın ve benim dışımda isimlerin de orada yazılarına da yer vermek istiyorum. Zeynep'in kafasında bir konu var, yazana kadar rahat bırakmayacağım. Bir de yine blogda, projelerimizin ilk eskiz çalışmasından sonuç tasarımına gelene kadar izlediği yolu yayınlamak istiyoruz. Tasarım sürecinde nereden nereye vardığımızı dışarıyla paylaşmak istiyoruz. Kimi proje ilk eskizden itibaren tutarlılık göstermiş kimisi ise başka noktalara gitmiş. Bunları göstermek, paylaşmak hoş...
"İçeriğimizi meslek dışındakilerle de paylaşmaktan yanayız"
Bu, eleştirilmekten de pek korkmadığınızı gösteriyor.
Hiç korkmuyoruz. 2009 senesinden bu yana Facebook grubumuz var. Orada oluşturduğumuz her tür mesleki içeriği yayımlıyoruz. Negatif bir yorum da almadık kimseden. Benim oradaki bir amacım da, mimar olmayan insanlarla bunları paylaşabilmek. Yalnızca kendi yaptıklarımızı değil, mimarlıkla ilgili her türlü okunmaya değer makaleyi, yazıyı, haberi seçici davranarak paylaşıp insanları bilinçlendirmek istiyoruz. Sevindirici olan, o paylaşımlar sayesinde birçok meslekten olmayan arkadaşımın mimarlığa farklı bir gözle bakmaya başladığını ifade etmesi. Sanatla, kentle, sosyolojiyle, psikolojiyle, biyolojiyle ilgili konular bir ucundan mimarlığa dokunuyor. Dolayısıyla hem görsel hem metin olarak içeriği çok geniş bir meslekteyiz. Bunu dışında internetteki etkinliğimiz üzerinden çok ilginç iletişimlerimiz oldu. Örneğin Peru'da katıldığımız Loft Boutique Konut Kulesi yarışmasının teslimlerini İspanyolca yapmaya karar verince, Arjantinli bir meslektaşımız Myriam Mahiques'in yardımına başvurduk, oturdu internet üzerinden tüm proje açıklama metinlerimizi İspanyolcaya çevirdi, yorumlarıyla içeriğe önemli katkıları oldu. Hala sürekli yazışıyoruz, çok sıkı bir blogu var mimarlık ve kentsel tasarım üzerine, izlemeyi öneririm. Mimarlar olarak kendimizi anlatabildiğimiz ortam çok dar. Mesleki yayınları ne yazık ki sadece meslektaşlar izliyor. O yüzden mimarların düşündüklerini, yaptıklarını farklı ortamlarda anlatması çok yararlı. Meslek dünyası olarak içe kapanıklığımızı aşmak gerek. Diğer insanları da tartışmalarımız içine çekmeliyiz. Tüm toplumu etkileyen bu konular kendi içimizde kaldıkça bir yere varamayız. Ülkedeki mimarlık düzeyi, ancak insanlar aydınlandıkça yükselecektir. Biz bunu çok önemsiyor, elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. İsteyen herkes hakkımızda her türlü bilgiye kolaylıkla erişebilir. Hatta bizimle etkileşime geçerlerse daha çok seviniriz.
O zaman internet sayfalarınızın adreslerini de buraya ekleyelim.
http://www.manco.com.tr
http://blog.manco.com.tr
http://twitter.com/mancomimarlik
https://www.facebook.com/manco.mimarlik
http://www.vimeo.com/manco
http://www.youtube.com/mancomimarlik