Alper Tuna

08 Eylül 2011

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü 1998 mezunuyum. Kendi bürom vardı, başka ofislerde de çalıştım. Daha sonra mimarlığa bir dönem ara verdim, başka işlerle ilgilendim. Meslek aşkıyla yanıp tutuşunca mimarlığa geri döndüm. Tayfun okuldan sınıf arkadaşımdı, mesleğe geri döneceğimi söylediğimde kendileriyle birlikte çalışmamı önerdi, 2 – 2,5 yıldır da özer+tulgan'dayım.

Her işin ucundan bir miktar tuttuğum söylenebilir. IT kısmı bende, diğer arkadaşlar gibi çizim de yapıyorum. Şantiye geçmişim olduğu için ona da bakıyorum. Başka eksikler olursa onlara da yardım ediyorum. İsviçre çakısı tadında elimden geldiğince her şeyi yapmaya çalışıyorum. Bir şey bozulduğu zaman tamiratını da yapıyoruz…

Burada çalışmaktan memnunum çünkü öncelikle tanıdığım bir yer. Ayrıca burası, patron-çalışan ilişkisi olmayan bir yer. Onlar da bizimle aynı tempoda çalışıyorlar. Odalarımızın ayrı olduğuna bakmayın, beraber çalışırız. Başımızda patronculuk yapmadıkları için de mutluyuz. Hiyerarşiden pek söz edilemez. Herkes nerede olduğunu bildiği için şımarma gibi bir durum da olmuyor.

İşler düzgün gittiği sürece sabahlama yılda bir veya iki kere olur. Onun dışında her şey düzenli gidiyor.

Genelde diğer ofislerde mimarları "human plotter" olarak kullanırlar. "Şunu çiz, bunu çiz" derler. O burada yok. Birlikte çözüm aranıyor. Siz de projeye bir şey katabiliyorsunuz.

Daha çok Onur (Banoğlu) ofisin ve çizimlerin yönlendirmelerini yapıyor. Ben de arka planda diğer konularla ilgileniyorum. Çocuklar da ona göre çalışıyorlar ve süreç devamlı soru-cevap şeklinde ilerliyor. Diğer ofislerdekine göre biraz daha rahatız ama o rahatlık boşvermişlik ya da şımarıklığa dönüşmüyor. Denge iyi kurulduğu için de iyi gidiyoruz. Çekirdek bir kadro oluştu. Eski çalışanlardan Onur, Ezgi, Hande ve ben varız. Onun dışındaki arkadaşlar yeni. Stajyerlerimiz de var. Çorba gibi. Biraz daha malzeme katıyoruz, tadımız değişiyor ama hiç kötü bir tat da yakalamadık.

Yarışmanın heyecanı apayrı bir şey. Onu yapmıyor olmamız biraz üzücü ama bir taraftan da ofisin kendisini yaşatması gerekiyor. Yarışma için projeleri aksatma durumumuz maalesef olamıyor. Projelerimizin çoğu otel projesi olduğu için çok ciddi bir disiplin gerektiriyor. Daha önce büyük projelerde çalışmıştım ama hiç otel projesi yapmamıştım. Mantığını kaptıktan sonra hemen hemen hepsi aynı gibi geliyor ama hem müşterilerin kendi istekleri oluyor, hem de her otelin kendine göre kriterleri var. Bir de ben ekstra olarak şantiye işiyle de ilgileniyorum. Uygulama projeleri daha çok hoşuma gidiyor çünkü 3D'de ya da kağıtta gördüğünüzü bitmiş olarak görmek bambaşka.


Tanışma ve Kuruluş Hikayesi
Tasarım Felsefesi ve Uygulamalar Üzerine
Hedefler ve Dilekler
özer+tulgan Tasarım Ekibi
Stajyerler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :